Coşkun Irmak, Bizi Büyüten Deniz adlı romanında yaşamın imbiğinden damıtılmışçasına derin, içli bir hikâyeyle sesleniyor okuruna.
Orhan ve Sonat, ruhlarına coşku ve yaşama sevinci veren doğal güzelliklerin ortasında, acıyı ve kederi de yaşadılar. Çocuk dünyaları içinde yeşeren aşk, çam ağaçlarının, kekiklerin ve adaçaylarının kokusunu taşıyan sert rüzgârlarla sarmalandı, beyaz köpüklerle taçlanmış lacivert bir denizin içinde büyüdü.
Geçen yıllar insanları değiştirir. Ama o deniz hâlâ orada, Orhan ve Sonat’ın çocuk zamanlarında olduğu gibi. İçimizde ölü
Tükendi
Gelince Haber VerCoşkun Irmak, Bizi Büyüten Deniz adlı romanında yaşamın imbiğinden damıtılmışçasına derin, içli bir hikâyeyle sesleniyor okuruna.
Orhan ve Sonat, ruhlarına coşku ve yaşama sevinci veren doğal güzelliklerin ortasında, acıyı ve kederi de yaşadılar. Çocuk dünyaları içinde yeşeren aşk, çam ağaçlarının, kekiklerin ve adaçaylarının kokusunu taşıyan sert rüzgârlarla sarmalandı, beyaz köpüklerle taçlanmış lacivert bir denizin içinde büyüdü.
Geçen yıllar insanları değiştirir. Ama o deniz hâlâ orada, Orhan ve Sonat’ın çocuk zamanlarında olduğu gibi. İçimizde ölümsüzleşen ve zor anlarımızda bize güç veren bir anı gibi: “Ben bu iğde ağacının üzerinde sonsuza kadar sallanırdım. Rüzgâr hep essin isterdim. İğde ağacının yaprakları hep parıldasın, hışırtıları hep kulaklarımda olsun...”