Sinirbilim uzmanı Rodrigo Quian Quiroga, belleğin bilişsel yapısı konusundaki araştırmalarını Jorge Luis Borges’in çeşitli öykülerinde bellek üzerine giriştiği edebi keşiflerle ilişkilendiriyor. Bu öykülerin başında *Bellek Funes* geliyor. Öykünün kahramanı Funes, yaşadığı her şeyi tüm ayrıntılarıyla hatırlayan, daha doğrusu hiçbir şeyi unutamayan biridir, ama algıladıklarını soyutlayıp kavramlara ulaşamaz. Oysa belleğin işleyişi bunu gerektirir: Beyindeki belli nöronlar somut ayrıntıları göz ardı ederek ve soyut kavramlara tepki vererek belleği oluştururlar. Bu nöronların algıladığımız şeyleri uzun süreli belleğe dönüştürme konusunda kilit bir rol oynadıklarını araştırmalarında ortaya koyan Quiroga, aksi takdirde sonumuzun Funes gibi ol
Tükendi
Gelince Haber VerSinirbilim uzmanı Rodrigo Quian Quiroga, belleğin bilişsel yapısı konusundaki araştırmalarını Jorge Luis Borges’in çeşitli öykülerinde bellek üzerine giriştiği edebi keşiflerle ilişkilendiriyor. Bu öykülerin başında “Bellek Funes” geliyor. Öykünün kahramanı Funes, yaşadığı her şeyi tüm ayrıntılarıyla hatırlayan, daha doğrusu hiçbir şeyi unutamayan biridir, ama algıladıklarını soyutlayıp kavramlara ulaşamaz. Oysa belleğin işleyişi bunu gerektirir: Beyindeki belli nöronlar somut ayrıntıları göz ardı ederek ve soyut kavramlara tepki vererek belleği oluştururlar. Bu nöronların algıladığımız şeyleri uzun süreli belleğe dönüştürme konusunda kilit bir rol oynadıklarını araştırmalarında ortaya koyan Quiroga, aksi takdirde sonumuzun Funes gibi olacağını belirtiyor.
Borges ve Bellek bizi sinirbilim çalışmaları, “olağanüstü beleğe sahip” kişilerin yaşamöyküleri, beynin anatomisi, görme mekanizmasına ilişkin çağdaş kuramlar, Borges’le aynı konulara eğilmiş William James, Gustav Spiller, John Stuart Mill gibi düşünürler arasında renkli bir yolculuğa çıkarıyor.