“30 Eylül 1912’de Avrupa, tarihî bir güne uyandı. Balkan Yarımadası’ndaki o zamana kadar parçalanmış olan Hristiyan Devletler ilk kez müttefikler olarak ortaya çıktılar ve eskimiş bir sorunu çözmek amacıyla ordularına genel seferberlik emri verdiler.” Balkan devletlerinin oluşturduğu bu gizli ittifak sonucu meydana gelen Balkan Harbi, yalnızca Osmanlı Devleti’nin kaderini değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda Balkan Yarımadası’nı hiç bitmeyecek bir şekilde kaos dönemi içine atmıştı. Bu süreçte; Balkan devletleri, Osmanlı Devleti’ne karşı beklenmedik bir hızla kazandıkları askeri başarıyla bir
Tükendi
Gelince Haber Ver“30 Eylül 1912’de Avrupa, tarihî bir güne uyandı. Balkan Yarımadası’ndaki o zamana kadar parçalanmış olan Hristiyan Devletler ilk kez müttefikler olarak ortaya çıktılar ve eskimiş bir sorunu çözmek amacıyla ordularına genel seferberlik emri verdiler.” Balkan devletlerinin oluşturduğu bu gizli ittifak sonucu meydana gelen Balkan Harbi, yalnızca Osmanlı Devleti’nin kaderini değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda Balkan Yarımadası’nı hiç bitmeyecek bir şekilde kaos dönemi içine atmıştı. Bu süreçte; Balkan devletleri, Osmanlı Devleti’ne karşı beklenmedik bir hızla kazandıkları askeri başarıyla birlikte işgal ettikleri topraklar konusunda anlaşmazlığa düştüler ve Bulgarlar, Osmanlı Devleti’ne karşı mücadeleleri karşılığında elde ettikleri toprak miktarının beklentilerini karşılamadığını fark ettiler. Özellikle Makedonya konusunda anlaşmazlık yaşayan Balkan devletleri, kendi aralarında kanlı bir savaşa girdiler. Balkan İttifakı’nın kurucu mimarlarından biri ve Balkan Harbi sırasında Bulgaristan Başbakanı olan İvan E. Geşof, Sırbistan ve Yunanistan’a karşı aşırı tavizler verdiği iddiası nedeniyle Başbakanlık görevinden ayrıldı. Balkan devletleri arasında çıkan bu anlaşmazlık ve savaştan dolayı İvan E. Geşof, “Balkan İttifakı’nın böyle korkunç sonuçlara sebep olacak bir yola girmesinde bana öyle geliyor ki yazarların hem kendi ülkelerine hem de genel olarak insanlığa gerçeği anlatmak gibi bir borçları vardır” demişti. O, Balkan İttifakının dayandığı antlaşmaların zaten kamuya açık olduğunu dolayısıyla bu antlaşmalara ilham veren saiklerin, antlaşmaların imzalanmalarından önce yapılan müzakerelerin ve bunların bozulmasına neden olan sebeplerin gizliliğini devam ettirecek herhangi bir nedeninin olmadığını söylüyordu. Söz konusu antlaşmaların Sofya’da yapıldığını, Bulgaristan’ın, Balkan İttifakı’nın başında bulunduğunu ve Türkiye’ye karşı yapılan savaşta diğer tüm müttefiklerin toplamından daha büyük fedakârlıklar gösterdiği ve müzakereleri yürütenlerden biri olmasından dolayı sessizliği ilk bozan taraf olmayı tercih ettiğini ifade etmişti. Geşof, Balkan İttifakı’nın nasıl kurulduğu, neler yaptığı, onu yıkımdan kurtarmak için ne kadar çaba harcadığını ve Bulgar milletinin bu ittifakın bozulmasından pek de sorumlu olmadığını ayrıntılı bir şekilde ‘Balkan İttifakı’ adlı eserinde anlatmıştır. Bu nedenle eser, Türk tarih yazımında Balkan Tarihi ve Balkan Harbi’ne dair önemli kaynaklardan biri olma özelliğine sahiptir.