Esrarlı, büyülü ve özellikle şehirli bir şair tavrıyla kendini, eşyayı ve evreni şiirsel bir dille araştıran, sorgulayan Ihsan Deniz, yirmi beş yıllık şiir serüvenini; kendisi gibi ‘arayan’ herkese topluca sunuyor Buz ve Fire’de. Şiire, olduğundan ne daha az ne de daha fazla pay biçme eğiliminde görünen Deniz, poetik anlamda, her türlü popüler şiir algısına olduğu kadar, şekilden ibaret gelenekçi ve kolaycı yaklaşımlara da kapalıdır. İhsan Deniz, çeyrek yüz yıllık serüveninde, ‘şiirsel bir dünya’ arayışı boyunca başkalarının veya kendisinin belirlediği türden bir şiiri ne üretmeyi ne de şiirinin peşinden giderek ş
Tükendi
Gelince Haber VerEsrarlı, büyülü ve özellikle şehirli bir şair tavrıyla kendini, eşyayı ve evreni şiirsel bir dille araştıran, sorgulayan Ihsan Deniz, yirmi beş yıllık şiir serüvenini; kendisi gibi ‘arayan’ herkese topluca sunuyor Buz ve Fire’de. Şiire, olduğundan ne daha az ne de daha fazla pay biçme eğiliminde görünen Deniz, poetik anlamda, her türlü popüler şiir algısına olduğu kadar, şekilden ibaret gelenekçi ve kolaycı yaklaşımlara da kapalıdır. İhsan Deniz, çeyrek yüz yıllık serüveninde, ‘şiirsel bir dünya’ arayışı boyunca başkalarının veya kendisinin belirlediği türden bir şiiri ne üretmeyi ne de şiirinin peşinden giderek şiiri tarafından yönetilmeyi benimser. Bu yüzden şiiri biçim, dil ve duyarlık olarak sürekli devinen, yenilenen bir aşamalar özeti gibidir. Hatta, devingen yönüyle avangard arayışlara açılır. Ama onun şiirinin her evresinde kendini hemen ele vermese de bir ‘iç tarih’, sahici bir varoluş kaygısı, süren ve yenilenen bir mayalanma ve deruni bir ‘hal’ hissedilir. Buz ve Fire, şairin yirmi beş yıllık şiir serüveninin tüm hallerini ve aşamalarını içermesi bakımından toplu bir resim olarak da okunabilir.