Agonistik politika, iktidar ve çatışmanın siyasal/toplumsal ilişkiler alanından sökülüp atılamayacağı temel tezini kendisine ilke edinen, özgürlükçü ve çoğulcu bir siyasal söyleme sahip geç modern bir düşünce hareketidir. Olumsallık ilkesinin kılavuzluğunda her türlü özcü kavrayışı reddeden bu düşünce hareketi, toplumsal olanın kurucu ve yıkıcı ilkesi olarak “siyasal olan”a merkezi bir önem atfeder. Siyasal olan, ne nesnel çıkarların açığa vurulduğu veya çarpıtıldığı bir alandır ne de grupların veya bireylerin verili çıkarlarının birbiriyle bütünleş
Tükendi
Gelince Haber VerAgonistik politika, iktidar ve çatışmanın siyasal/toplumsal ilişkiler alanından sökülüp atılamayacağı temel tezini kendisine ilke edinen, özgürlükçü ve çoğulcu bir siyasal söyleme sahip geç modern bir düşünce hareketidir. Olumsallık ilkesinin kılavuzluğunda her türlü özcü kavrayışı reddeden bu düşünce hareketi, toplumsal olanın kurucu ve yıkıcı ilkesi olarak “siyasal olan”a merkezi bir önem atfeder. Siyasal olan, ne nesnel çıkarların açığa vurulduğu veya çarpıtıldığı bir alandır ne de grupların veya bireylerin verili çıkarlarının birbiriyle bütünleştiği bir alan. Siyasal olan, çıkar ve kimliklerin oluşum ve mücadele halinde olduğu ve sürekli bir yeniden anlamlandırmaya tabi tutulduğu bir süreçtir.
Bu kitapta yazar, post-marksist literatürde önemli bir yeri olan agonistik düşünceyi mercek altına alıyor. Bu düşüncenin felsefi kökenlerine ve geliştirdiği demokrasi teorisine dair detaylı bir inceleme-soruşturmanın ardından iddialı bir agonistik politika eleştirisi sunuyor ve bu kapsamda agonistik öğretiden Türk siyasal hayatı için çıkarılması gereken bazı derslere de değiniyor. Siyaset felsefesine ilgi duyanların göz ardı edemeyeceği son derece önemli bir çalışma.