Psikolojik rahatsızlıklar bizi ebedi bir mahkumiyete mi sürükler? Nevrotik bireyin, rahatsızlığının farkına varması ve iyileşmeye yönelik adımlar atması imkansız mıdır? Psikanaliz, nevrozlara genellikle bireyi özgür iradeden, eyleme yetisinden ve gelecek hayallerinden mahrum bırakan ve köklerini yalnızca geçmişte arayan bir anlayışla yaklaşır. Karen Horney ise arzuları hem kamçılayan hem de tatmin etme olanaklarını sınırlayan nevrotik topluma odaklanarak bunlara yol açan ve besleyen etkenlerin çoğu zaman kültürel olduğunu ve üstesinden çevresel faktörlere yapılan müdahalelerle gelinebileceğini savunuyor.
Nevrotik bireyi modern kültürün *üvey evladı* olarak tanımlayan Horney, nevrozların temelinde yatan kaygının, toplumsal ilişkile
Tükendi
Gelince Haber VerPsikolojik rahatsızlıklar bizi ebedi bir mahkumiyete mi sürükler? Nevrotik bireyin, rahatsızlığının farkına varması ve iyileşmeye yönelik adımlar atması imkansız mıdır? Psikanaliz, nevrozlara genellikle bireyi özgür iradeden, eyleme yetisinden ve gelecek hayallerinden mahrum bırakan ve köklerini yalnızca geçmişte arayan bir anlayışla yaklaşır. Karen Horney ise arzuları hem kamçılayan hem de tatmin etme olanaklarını sınırlayan nevrotik topluma odaklanarak bunlara yol açan ve besleyen etkenlerin çoğu zaman kültürel olduğunu ve üstesinden çevresel faktörlere yapılan müdahalelerle gelinebileceğini savunuyor.
Nevrotik bireyi modern kültürün “üvey evladı” olarak tanımlayan Horney, nevrozların temelinde yatan kaygının, toplumsal ilişkilere ve her insanın iç dünyasına egemen olan çatışmalardan kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Freud ve sonraki kuşak psikanalistlerinin büyük bir çoğunluğu tarafından nevrozlara mahkum edilen birey, insani özgürleşmeye odaklanan Karen Horney tarafından hayata döndürülüyor.
Yazıldığı tarihten bu yana kendi çelişkileri ve açmazlarıyla yüzleşmek isteyen pek çok insan tarafından ilgiyle okunan ve tartışılan Çağımızın Nevrotik Kişiliği, toplumsal nevroz ve kaygıların büyüdüğü bugün, her zamankinden daha güncel.
Karen Horney, 1885`te Almanya`da doğdu. Tıp diplomasını 1913`te Berlin Üniversitesi`nde aldıktan sonra, 1914-18 yılları arasında Berlin-Lankwitz`de psikiyatri okudu; 1932`ye kadar Berlin Psikanaliz Enstitüsü`nde görev yaptı, ders verdi. Bu dönemde pek çok uluslararası psikanaliz konferansına katıldı.
Nazizmin yükselişiyle beraber, 1932`de ABD`ye taşındı, iki yıl Chicago Psikanaliz Enstitüsü`nde görev yaptıktan sonra 1934`ten 1941`e kadar New York Psikanaliz Enstitüsü`nde çalıştı. Amerikan Psikanaliz Enstitüsü`nün de kurucuları arasındadır. 1952`de ölene kadar ders vermeye, teori oluşturmaya, analiz yapmaya ve kitap yazmaya devam etmiştir.
Çağımızın Nevrotik Kişiliği’nin yanısıra önemli çalışmalarından Nevrozlar ve İnsan Gelişimi: Kendini Gerçekleştirme Mücadelesi (Türkçesi: Emre Erbatur, 2011) ve İçsel Çatışmalarımız (Türkçesi: Zeynep Koçak, 2012) da yayınevimiz tarafından yeni çevirileriyle yayımlanmıştır.