Karen Horney; Adler, Fromm ve Sullivan gibi sosyal psikolojik kişilik teorisi geliştirmiş ve bu teoriyi yaygınlaştırmış önde gelen psikiyatristlerden biridir. Berlin Psikanaliz Enstitüsü’nde Karl Abraham ve Hanns Sachs tarafından analiz edildikten ve yetiştirildikten sonra Franz Alexander’ın davetiyle ABD’ye gitmiş; önce Chicago Psikanalist Enstitüsü’nde, daha sonra çeşitli kuruluşlarda üst düzey yönetici olarak çalışmıştır. Bilim çevrelerinde takdirle karşılanmış ve eserler üretmiş bir bilim kadınıdır.
Horney’in Çağımızın Tedirgin İnsanı adıyla Türkçesini
Tükendi
Gelince Haber VerKaren Horney; Adler, Fromm ve Sullivan gibi sosyal psikolojik kişilik teorisi geliştirmiş ve bu teoriyi yaygınlaştırmış önde gelen psikiyatristlerden biridir. Berlin Psikanaliz Enstitüsü’nde Karl Abraham ve Hanns Sachs tarafından analiz edildikten ve yetiştirildikten sonra Franz Alexander’ın davetiyle ABD’ye gitmiş; önce Chicago Psikanalist Enstitüsü’nde, daha sonra çeşitli kuruluşlarda üst düzey yönetici olarak çalışmıştır. Bilim çevrelerinde takdirle karşılanmış ve eserler üretmiş bir bilim kadınıdır.
Horney’in Çağımızın Tedirgin İnsanı adıyla Türkçesini yayımladığımız kitap etkisini yazıldığı günden bu yana yitirmemiştir. Geniş bir kitlenin anlayabileceği bir dille yazılmış bu kitap, bugünün kültüründe nevrozluğun oluşma şekillerini inceleme konusu yapan öncü kitaplardan biri olmuştur.
Karen Horney’e göre Freud’da bireyin karşılaştığı sorunların biyolojik bir yönelişle ele alınmasına karşılık sosyolojik yöneliş eksik kalmıştır. Freud sosyal olayları daha çok psikolojik etkenlerle ve psikolojik etkenleri de daha çok biyolojik etkenlerle açıklamaya çalışmış bir kişidir. Horney’e göre “nevrozlar, insanlığın kültürel gelişme için ödemek zorunda kaldığı bir bedeldir”, karakter gelişiminde meydana gelen değişikliklerin sebebi de budur.
Horney, elinizdeki kitapta şöyle bir uyarıda bulunmaktadır: “Kültürel olarak belirlenmiş güçlükleri şiddetli bir şekilde hisseden kimseler –özellikle çocukluk yaşantılarında bu gibi güçlüklerin etkisini şiddetle duymuş olanlar–, bunun sonucu olarak da bu güçlüklerin içinden çıkamayanlar ya da kişiliklerinden çok şey yitirerek çıkabilenler büyük bir olasılıkla nevrotiktirler. Onları kültürümüzün üvey çocukları olarak niteleyebiliriz”.