Çağına Ayna Tutmak

Toplumlar, içinde bulundukları zamanın ruhundan, medeniyet çevresinin karakterlerinden, kültürel yapılarının çerçevelerinden mücerret düşünülemez. Onların dili folkloru, inanç sistemleri, dünyayı sayesinde yorumladıkları atıf çerçeveleri bu unsurlar tarafından yalnızca şekillendirilmez, aynı zamanda onlarla birlikte kaim olur, neşvünema bulur. İnsan da birey hüviyetini taşımakla birlikte, bu zemin üzere yoğrulur ve değer kazanır. Toplumsallık, insan hayatının her anında ve alanında başat bir önem arz ettiğine göre, bu temel arka planı anlamak, insan davranışını anlamanın kilit yollarından biri olarak temayüz eder.
Turan Koç, derin bir birikim, uzun bir araştırma tecrübesi ve samimi bir anlama niyetiyle kaleme aldığı Çağına Ayna Tutmak isimlieserinde yalnızca bu temeli kucaklamakla kalmıyor, aynı zamanda Türk kültürünün İslam medeniyeti temelindeki karakterinin ana hatlarını gözler önüne seriyor. Ona göre kültür ve medeniyet birbirinden bağımsız düşünülemez. Etkli bir biçimde Tanzimat döneminde başlayan “Batı’nın teknolojisini alalım, kültürüne aşina olmaktan vareste kalalım.” şeklindeki yaklaşım tarzına, bir medeniyetin unsurlarının, o medeniyetin kültüründen -izole bir şekilde transfer edilemeyeceği argümanıyla kaşı çıkıyor. çıkıyor. Diğer cephede, “Batı’nın hem kültürünü hem de medeniyetini alalım.” diyenlere, kültür ve medeniyet camiamızı değiştirmenin somut neticelerinin ne kadar menfi olabileceğini hatırlatarak karşı çıkıyor.
Bu kitapta orjinal bir düşünce şöleni var. Bu düşünce şöleni; bereketli ve hayırlı, sağduyulu ve idrakli, derin ve kapsamlıdır. Turan Koç, bu kitapta Çağına ayna tutuyor.