Koskoca dünyayı küçücük bir meta kılarken insan ruhunu ise o küçük dünyanın içine sığmayacak kadar büyütmüş olan Cahit Zarifoğlu; kırk yedi yıllık yaşamına sığmayacak bir birikimle aramızdan ayrılmış, Türk edebiyatına unutulmaz eserler vermesini bilmiş bir sanatkardır.
Evini, insanlığın tamamına açan; herkese abi, kardeş, baba olmasını bilmiş müşfik bir aile reisidir.
Hastane koridorlarının bir menzil, yatağının ise *reca* makamı olduğu vakitlerde *Seni çok seviyorum ya Resulallah!* diye *havf*ını aşka döndüren Zarifoğlu, yaşarken olduğu gibi ölürken de bir şairdir. Erdem Beyazıt’a söylediği *Kırlarda çiçekler bensiz açacak.* sözü onun son dizesi olarak biyografisinin kenarına iliştirilecek bir papatya gibi açar ve asla s
Tükendi
Gelince Haber VerKoskoca dünyayı küçücük bir meta kılarken insan ruhunu ise o küçük dünyanın içine sığmayacak kadar büyütmüş olan Cahit Zarifoğlu; kırk yedi yıllık yaşamına sığmayacak bir birikimle aramızdan ayrılmış, Türk edebiyatına unutulmaz eserler vermesini bilmiş bir sanatkardır.
Evini, insanlığın tamamına açan; herkese abi, kardeş, baba olmasını bilmiş müşfik bir aile reisidir.
Hastane koridorlarının bir menzil, yatağının ise *reca* makamı olduğu vakitlerde *Seni çok seviyorum ya Resulallah!* diye *havf*ını aşka döndüren Zarifoğlu, yaşarken olduğu gibi ölürken de bir şairdir. Erdem Beyazıt’a söylediği *Kırlarda çiçekler bensiz açacak.* sözü onun son dizesi olarak biyografisinin kenarına iliştirilecek bir papatya gibi açar ve asla solmaz gönüllerde. İşte,
Şair:
Abdurrahman Cahit Zarifoğlu
Bu papatyayı, bu satırların yazıcısı ve okuyucusunun gönlüne de takmasını bilmiş bir koca yürekli delikanlıdır.