Anneliğimizle ilgili kendimizi neden yetersiz hissediyoruz? Cevap çok basit: Çünkü yetemiyoruz. Kimimize az gelen kimimize çok geliyor. Eşler yeterince sorumluluk almak konusunda isteksiz, sosyal destekler çoğu zaman zayıf. Şirketler ise çocuk sahibi olan kadına destek olmaktan ziyade, anne olduğu için kadını cezalandırır hâle gelmiş durumda.
“İyi ve yeterli anne” olmayı ev işleriyle uğraşıp çocuğuyla en iyi şekilde ilgilenmek olarak dayatan toplum, anneleri de kendilerine yönelik yanlış bir algıya düşürüyor. İşte tam da bu noktada her şeye yeten, mükemmel olan anneler
Tükendi
Gelince Haber VerAnneliğimizle ilgili kendimizi neden yetersiz hissediyoruz? Cevap çok basit: Çünkü yetemiyoruz. Kimimize az gelen kimimize çok geliyor. Eşler yeterince sorumluluk almak konusunda isteksiz, sosyal destekler çoğu zaman zayıf. Şirketler ise çocuk sahibi olan kadına destek olmaktan ziyade, anne olduğu için kadını cezalandırır hâle gelmiş durumda.
“İyi ve yeterli anne” olmayı ev işleriyle uğraşıp çocuğuyla en iyi şekilde ilgilenmek olarak dayatan toplum, anneleri de kendilerine yönelik yanlış bir algıya düşürüyor. İşte tam da bu noktada her şeye yeten, mükemmel olan anneler değil de “yeterince iyi”, yani ihtiyaç kadar verebilen, destek olabilen anne olma konusu devreye giriyor.
2007’den bu yana kurumsal hayatta birçok farklı sektörde insan kaynakları profesyoneli olarak çalışan Ezgi Feda, hem kendi deneyimlerini hem de danışanlarının hikâyelerini harmanlayarak; mükemmeliyetçiliğin değil, yeterli hissetmenin ön plana çıktığı “daha yapıcı” bir yol çiziyor.