Fransa’nın “rock” yazarı Djian’ın son romanı şu sıradan cümleyle başlıyor: “Gündüz, adım Denis idi. Belli bir başarı kazanmış, eleştirel anlamda sivri dilli bir yazardım. Bazı akşamlar, adım Denise oluyordu. Evet, bir kabarede dans ediyordum.” Daha ilk cümlede, okuyucuyu bekleyen güzel, çarpıcı ve büyüleyici bir nesir akışının ipuçları veriliyor. Djian’ın asıl dehası, tek bir cümleyle metnine kazandırdığı, bisiklet sürmeyi bilmeyen birinin hissettiği itkiye benzer bir hızdan ileri geliyor: Durmak düşmektir. Ama durmayıp rüzgârın tokadıyla sürüklenmek, geri dönüp bakmak da mümkün. Sürat &o
Tükendi
Gelince Haber VerFransa’nın “rock” yazarı Djian’ın son romanı şu sıradan cümleyle başlıyor: “Gündüz, adım Denis idi. Belli bir başarı kazanmış, eleştirel anlamda sivri dilli bir yazardım. Bazı akşamlar, adım Denise oluyordu. Evet, bir kabarede dans ediyordum.” Daha ilk cümlede, okuyucuyu bekleyen güzel, çarpıcı ve büyüleyici bir nesir akışının ipuçları veriliyor. Djian’ın asıl dehası, tek bir cümleyle metnine kazandırdığı, bisiklet sürmeyi bilmeyen birinin hissettiği itkiye benzer bir hızdan ileri geliyor: Durmak düşmektir. Ama durmayıp rüzgârın tokadıyla sürüklenmek, geri dönüp bakmak da mümkün. Sürat önem kazanıyor Djian’ın anlatısında; ama zincirleme akış bazen kopuyor ve araya okuru uyuma tehlikesinden koruyan eksiltiler yerleştiriliyor. Soluklanacak zaman kalmıyor. Elbette kendine mahsus bazı numaralara da başvuruyor yazar: Paragraf girintisi, diyaloglarda tırnak ya da tire, tek bir ünlem veya soru işareti kullanmıyor. Eksikleri okurun hayal gücü tamamlıyor. Djian’ın sanatı her cümlesinde kendini duyuruyor; bunlar o kadar duru ve okuması öyle kolay cümleler ki, gizledikleri gayret asla göze çarpmıyor.