Çerkesler, 19. yüzyıl ortalarına kadar Karadeniz’in kuzeydoğu kıyılarından Kafkasya içlerine doğru yayılan Çerkesya topraklarında yaşayan bir halktı. Rusya İmparatorluğu için İran ve Osmanlı ile ilişkilerinde stratejik değerde olan bu topraklar, 19. yüzyılda Rusya tarafından yapılan soykırımda bu halka mezar oldu. 18. yüzyıl sonlarından itibaren gittikçe artan yoğunlukla devam eden Rus saldırıları nedeniyle 1864’e gelindiğinde kendi topraklarında istenmeyen halk olan Çerkeslerin yaklaşık dörtte üçü yok edilmişti. Kalanların büyük bir çoğunluğu ise Osmanlı topraklarına sürgün edildiler.
Bu soykırımın üzerinden geçen yaklaşık 150 yıl boyunca belki de modern tarihin bu ilk soykırımı neredeyse tamamen unutuldu. 1990’larda yazılan bir k
Tükendi
Gelince Haber VerÇerkesler, 19. yüzyıl ortalarına kadar Karadeniz’in kuzeydoğu kıyılarından Kafkasya içlerine doğru yayılan Çerkesya topraklarında yaşayan bir halktı. Rusya İmparatorluğu için İran ve Osmanlı ile ilişkilerinde stratejik değerde olan bu topraklar, 19. yüzyılda Rusya tarafından yapılan soykırımda bu halka mezar oldu. 18. yüzyıl sonlarından itibaren gittikçe artan yoğunlukla devam eden Rus saldırıları nedeniyle 1864’e gelindiğinde kendi topraklarında istenmeyen halk olan Çerkeslerin yaklaşık dörtte üçü yok edilmişti. Kalanların büyük bir çoğunluğu ise Osmanlı topraklarına sürgün edildiler.
Bu soykırımın üzerinden geçen yaklaşık 150 yıl boyunca belki de modern tarihin bu ilk soykırımı neredeyse tamamen unutuldu. 1990’larda yazılan bir kitap ve birkaç makale dışında Çerkes soykırımı hiçbir zaman ne akademik ne de politik alanda kendisine yer bulabildi, ta ki Uluslararası Olimpiyat Komitesi 2014 Kış Olimpiyatlarını Rusların Çerkeslere son yenilgilerini yaşatarak bir kutlama töreni yaptıkları Soçi’ye verene kadar.
Walter Richmond, şimdiye kadar hiç kullanılmamış arşiv belgelerinden faydalanarak bu unutulmuş soykırımın ayrıntılı bir tarihi değerlendirmesini yapıyor ve yaklaşık beş nesildir diasporada devam eden var olma mücadelelerine ışık tutuyor. 2014 Soçi Kış Olimpiyatlarının nasıl olup da Çerkes aktivizminin ve Rusya Federasyonu’nun bir mücadele alanına dönüştüğünü de bu kitapta okuyabilirsiniz.