Çevirinin doğuşu en az dillerin doğuşu ve farklılaşması kadar insanı büyülemiştir. İlk yazının bulunması, alfabenin nasıl oluştuğu insanlığın hep ilgisini çekmiştir. İlk dilin nasıl doğduğu, binlerce dilin nasıl çoğaldığı ve insanlığın tek bir dili kullanamaması sorusu ise hâlen önemini yitirmemiştir.
Bütün bunlar arasında insanın konuşması, yazmaya başlaması ve dillerin çoğalması beraberinde çeviri ve yorum sorunlarını getirmiştir. Bundan sonra artık çeviri nasıl yapılıyor, niçin yapılıyor, çevirmek olası mıdır, çeviride anlam nasıl oluşuyor, metnin anlamı nerede, çeviride neyi çeviriyoruz, ç
Tükendi
Gelince Haber VerÇevirinin doğuşu en az dillerin doğuşu ve farklılaşması kadar insanı büyülemiştir. İlk yazının bulunması, alfabenin nasıl oluştuğu insanlığın hep ilgisini çekmiştir. İlk dilin nasıl doğduğu, binlerce dilin nasıl çoğaldığı ve insanlığın tek bir dili kullanamaması sorusu ise hâlen önemini yitirmemiştir. Bütün bunlar arasında insanın konuşması, yazmaya başlaması ve dillerin çoğalması beraberinde çeviri ve yorum sorunlarını getirmiştir. Bundan sonra artık çeviri nasıl yapılıyor, niçin yapılıyor, çevirmek olası mıdır, çeviride anlam nasıl oluşuyor, metnin anlamı nerede, çeviride neyi çeviriyoruz, çevirideki yoruma bilimsel bir yöntem sunulabilir mi soruları başlangıçtan itibaren hep sorulagelmiştir. Bütün dünya dillerinden hareketle Âdem’in diline, kök dile ya da kusursuz dile yeniden çeviriler yoluyla erişilebilir mi, diller arasındaki farklılıklar aşılabilir mi, bütün dillerin dili olacak ortak bir dil, dillerin üst dili yaratılabilir mi, gelecekte insanlık Babil’de yaşanmış olan dillerin çoğalmasını tersinden yaşayabilir mi? Bütün bu sorulara verilen yanıtlar, bu çalışmanın ana eksenini oluşturmaktadır. Çeviri Felsefesi adlı bu çalışma hem çeviri yapmanın düşünsel arka planını anlamak isteyen okurlar için hem de çevirinin nasıl yapılması ve kusursuz çeviriye nasıl ulaşılacağı konusunda düşünenler için bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor.