Coğrafya biliminin çağdaş dönemde ele aldığı insan-çevre ilişkisini, tarihi coğrafya dün, yani geçmişte ele almaktadır. Ancak sorun şu ki, ilgili literatürde belirtildiği üzere, çevre tarihi de geçmişteki insan-çevre ilişkisini ele alıyorsa, o zaman tarihi coğrafya ile çevre tarihinin farkı nedir? Nasıl birbirinden ayrılmalıdır? Hatta tarihi ekolojinin de bu denklem dahilinde olduğu vurgulandığında, karmaşa biraz daha genişlemekte, konular ve kavramlar iç içe geçmektedir. Buradan hareketle temelde İngilizce çevre tarihi literatürü üzerinden yapılan okumalar neticesinde kaleme alınan bu kitap; yazarların coğrafya, tarih, tarihi
Tükendi
Gelince Haber VerCoğrafya biliminin çağdaş dönemde ele aldığı insan-çevre ilişkisini, tarihi coğrafya dün, yani geçmişte ele almaktadır. Ancak sorun şu ki, ilgili literatürde belirtildiği üzere, çevre tarihi de geçmişteki insan-çevre ilişkisini ele alıyorsa, o zaman tarihi coğrafya ile çevre tarihinin farkı nedir? Nasıl birbirinden ayrılmalıdır? Hatta tarihi ekolojinin de bu denklem dahilinde olduğu vurgulandığında, karmaşa biraz daha genişlemekte, konular ve kavramlar iç içe geçmektedir. Buradan hareketle temelde İngilizce çevre tarihi literatürü üzerinden yapılan okumalar neticesinde kaleme alınan bu kitap; yazarların coğrafya, tarih, tarihi coğrafya, çevre tarihi ve diğer bağlantılı sahalara ait düşünceleri üzerine inşa edilmiştir.
Bu kitapta, insanlık tarihi kadar köklü olan insan/toplum/kültür-doğa/mekan/çevre ilişkisinin geçmişinin incelenmesi yolları üzerinde durulmakta; bu bağlamda adı geçen unsurlar arasındaki ilişkiler, etkiler ve süreçlerle ilgilenilmektedir. İnsan-çevre ilişkisinin geleceğine yönelik okumaları da kapsayan kitapta, özellikle çevre tarihi sahasına yoğunlaşılarak, birçok açıdan tarihi coğrafya ile karşılaştırılmakta ve yeri geldikçe de tarihi ekolojiye atıflar yapılmaktadır.
Dünya’da 1970’lerden itibaren ortaya çıkarak hızla gelişen araştırma sahalarından biri niteliğindeki “Çevre tarihi/Çevresel tarih”, ülkemiz için çok daha yenidir. Dolayısıyla Türkçe telif eser niteliğinde “ilk” kitap olan bu çalışma, şimdiye kadar yabancı dillerden çevirisi yapılan birkaç çevre tarihi çalışmasına katkı vermek ve alanı zenginleştirmek adına önemli bir girişimdir.