"Suç ve Ceza" (ve Alman literatüründe „Kusur ve Kefaret" olarak tercüme edilen eser), sadece Dostojewski`nin başarılı romanındaki karakter Raskolnikow`un hikâyesi değildir. Bu iki kavram aynı zamanda ceza hukukunun, birbiri ile bağlantılı karakteristik özelliklerindendir. Ceza hukukunun temel bir kavramı olan ve işlenen bir haksızlığın yaptırımı olarak karşımıza çıkan ceza, sosyal-etik bir haksızlık yargısı içerir. Bu bağlamda sadece mağdurların tatminini, yani kefareti amaçlamaz. Aynı zamanda ceza hukukunun önleme düşüncesinin bir yansımasıdır da. Bunun yanı sıra ceza, kamu güvenliğine hizmet eden güvenlik tedbirleri yanında, ceza hukuku yaptırımlarında
Tükendi
Gelince Haber Ver"Suç ve Ceza" (ve Alman literatüründe „Kusur ve Kefaret" olarak tercüme edilen eser), sadece Dostojewski`nin başarılı romanındaki karakter Raskolnikow`un hikâyesi değildir. Bu iki kavram aynı zamanda ceza hukukunun, birbiri ile bağlantılı karakteristik özelliklerindendir. Ceza hukukunun temel bir kavramı olan ve işlenen bir haksızlığın yaptırımı olarak karşımıza çıkan ceza, sosyal-etik bir haksızlık yargısı içerir. Bu bağlamda sadece mağdurların tatminini, yani kefareti amaçlamaz. Aynı zamanda ceza hukukunun önleme düşüncesinin bir yansımasıdır da. Bunun yanı sıra ceza, kamu güvenliğine hizmet eden güvenlik tedbirleri yanında, ceza hukuku yaptırımlarından sadece bir tanesidir.
Yaptırım hukuku hem hukuk eğitiminde hem de ceza hukuku teorisinde uygulamayı ilgilendiren bir yan dal olarak çoğu zaman arka planda kalır. Halbuki ceza hukukunun kavranabilmesi bakımından büyük önem taşır. Çünkü yaptırıma ve ceza tayinine ilişkin sorunlar, kusurun ölçütü ve failin motivasyonu ve saikleri, yükümlülüğe aykırılığın ağırlığı veya failin suç sonrası davranışları ile yakından ilgilidir. Bu bağlamda yaptırım hukuku temelde, ceza hukukundaki genel mevzuların anlaşılmasına da katkı sağlar.
Türk ve Alman yaptırım hukukunda iki izli bir yaptırım sistemi bulun-maktadır ve özellikle teorik açıdan birçok husus da örtüşür. Ancak özellikle güncel tartışmalar kapsamında ve uygulamada ilginç farklar söz konusudur. Bu bağlamda, karşılaştırmalı hukuk, bu yan hukuk dalında birçok ilginç konunun tartışılması bakımından fırsatlar sunar. Bu tartışmalar Aralık 2018 tarihinde Göttingen Georg-August-Üniversitesi`nde düzenlenen Alman-Türk ceza hukuku seminerinin konusu olmuştur. Bu tartışmalar, yaptırım hukukunun ve bununla bağlantılı olan güncel hukuki sorunların, ne denli cezalandıran devlete, toplumsal ve siyasal şartlara bağlı olduğunu da ortaya koymuştur.
Bu seride bulunan uzman ve öğrenci çalışmaları artık geleneksel hale gelmiş olan Alman-Türk hukuku sempozyumunun meyveleridir. Bu sempozyum, İstanbul Özyeğin Üniversitesi Alman Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Göttingen Georg-August-Üniversitesi Suç Bilimleri Ensti-tüsü`nün uzun yıllara dayanan iş birliğine dayanmaktadır.
Konu Başlıkları
Ceza Tayininde Eşitlik Sorunsalı, Prof. Dr. Bernd–Dieter Meier
Türk Hukukunda Cezayı Azaltıcı Takdiri İndirim Nedenleri, Dr. Jur. Hasan Dursun
Türk Ceza Hukukunda Haksız Tahrik, Asist. Şölen Çakıroğlu
Alman Ceza Kanunu paragraf 44`teki Sürüş Yasağının Yeniden Düzenlenmesi, Prof. Dr. Gereon Wolters
Türk Hukukunda Hürriyeti Bağlayıcı Cezaların İnfazına Erken Son Verme Halleri, Dr. jur. R. Barış Atladı, LL.M. (Bayreuth)
Müebbet Hapis Cezasına İlişkin Güncel Sorunlar, PD Dr. Christine Morgenstern
Kusurun Ağırlığı Hükmünün (Alm. CK prg. 57a) Somut Olarak Belirlenmesi Sorunu, Prof. Dr. Gunnar Duttge
Failin Yargılama Sırasındaki Pişmanlığı ve Bunun Cezasının Belirlenmesine Etkisi, Prof. Dr. Dr. h. c. Yener Ünver
Türk ve Alman Ceza Hukukunda Kastrasyon, Dipl.–Jur. Zehra Başer-Doğan
Bir Ceza Hukuku Yaptırımı Olarak Velayet Hakkından Mahrumiyete İlişkin Medeni Hukuk Açısından Bir Değerlendirme, Asist. Kerem Öz