Ceza muhakemesinde temel amaç olan maddi gerçekliğin elde edilmesi ne pahasına olursa olsun ulaşılması gereken bir amaç olarak kabul edilemeyecektir. Bu açıdan muhakeme işlemlerine maruz kalan şüpheli ve sanığın haklarına saygı gösterilmesi gerekmekte, bunun yanında da suçtan zarar gören, mağdur, tanık gibi kişiler için de belirli hakların muhafazasını zorunlu kılmaktadır. Anayasa’mızın 38/5. maddesinde düzenlenen kendini itham etmeme hakkının da bu geniş perspektifte bir koruma sağladığını söylememiz mümkün olacaktır. Konu her ne kadar ağırlıklı olarak ceza muhakemesi sınırları içinde değerlendirmeye tabi tutulmaktaysa da sınırın daha geniş olduğu bu sınırlar dışında da kendini itham etmeme hakkının bir koruma sağladığı tespiti yapılmal
Tükendi
Gelince Haber VerCeza muhakemesinde temel amaç olan maddi gerçekliğin elde edilmesi ne pahasına olursa olsun ulaşılması gereken bir amaç olarak kabul edilemeyecektir. Bu açıdan muhakeme işlemlerine maruz kalan şüpheli ve sanığın haklarına saygı gösterilmesi gerekmekte, bunun yanında da suçtan zarar gören, mağdur, tanık gibi kişiler için de belirli hakların muhafazasını zorunlu kılmaktadır. Anayasa’mızın 38/5. maddesinde düzenlenen kendini itham etmeme hakkının da bu geniş perspektifte bir koruma sağladığını söylememiz mümkün olacaktır. Konu her ne kadar ağırlıklı olarak ceza muhakemesi sınırları içinde değerlendirmeye tabi tutulmaktaysa da sınırın daha geniş olduğu bu sınırlar dışında da kendini itham etmeme hakkının bir koruma sağladığı tespiti yapılmalıdır.
Kendini itham etmeme hakkına ilişkin bu çalışmada öncelikle, hakla bağlantılı olarak değerlendirilebilecek ve ceza muhakemesine insan hakları penceresinden bakan ilkelere yer verilmiştir. Yine konunun daha iyi anlaşılabilmesi için hem tarihi gelişimi, hem ulusal ve uluslararası boyutta hukuksal dayanakları hem de mantıksal temel bir silsile içinde ele alınmıştır. Kendini itham etmeme hakkı Anglo Sakson hukuk sistemi kaynaklı bir kurum olarak karşımıza çıktığı için özellikle mantıksal temel bu hukuk sistemi içerikli olarak değerlendirilmiştir. Son olarak bu hakkın uygulama alanı konu bakımından, metod bakımından, zaman bakımından, yer bakımından ve sosyal medya uygulamaları açısından detaylı olarak ele alınmış ve ihlali durumunda nasıl bir sonuçla karşı karşıya kalınacağı değerlendirilmiştir. Çalışmanın hukuk dünyası ve konuya ilgi duyanlar açısından faydalı olmasını temenni ederim.