- Ah! Sevgili kardeşim, derdim bundan da büyük. Bizim üzerimizden bu kadar katı şekilde tasarruf edilmesinden, mahkum edildiğimiz bu tuhaf parasızlıktan daha zalimce ne olabilir? Sonuçta mal sahibi olmak neye yarar, ondan yararlanacak genç yaşımız geçtikten sonra? Geçinmek için dahi artık oradan buradan borç bulmam gerekiyorsa, her gün sizinle beraber doğru dürüst kıyafetler giyebilmek için tüccarlardan medet umacak kadar alçalıyorsam mal mülk neye yarar? Neyse, sizinle konuşmak istememin sebebi, duygularım konusunda babamın ağzını aramamda bana yardımcı olmanız. Şayet karşı çıkarsa, tatlı sevgilimle buralardan gitmeye, Tanrı’nın bize çizdiği kaderi izlemeye kararlıyım. Bu tasarıyı gerçekleştirmek için her yerden borç bulmaya çalışıyorum
Tükendi
Gelince Haber VerMoliere’in en ünlü oyunlarından biri olan “L’Avare” (Türkçedeki adı Cimri) ilk kez 1668’de sahnelendi. Yapıt, şiiri andıran bir düzyazıyla yazılmıştı. Geleneksel komedinin bütün kalıplarının dönüşüme uğratılarak kullanıldığı bu oyun, kahramanının çelişkisini fazla sert ve çıplak bir tarzda göz önüne serdiği için önceleri pek tutulmamıştı. Cimrinin para tutkusu, oyunun bazı sahnelerinde gaddarlık, patolojik bir yalnızlık, hatta açıkça çılgınlık noktasına varıyordu. Sonradan Goethe, Cimri’nin bir komedi değil, bir trajedi olduğunu öne sürmüşse de bu yorum abartılı sayılabilir. Çünkü komediye özgü olan temel çelişki, insanca olmayan amaçlarla insani içgüdüler arasındaki karşıtlık, burada da ortaya çıkar; ama Moliere seyirciye neşeli bir gülünçlüğü değil, saçmalık ve sakinliği hissettirir.