"Felaketimizin kaynağı kültür yokluğu. Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak, kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek, Harami mağaralarının kapılarını değil, hükümdar hazinelerinin kapılarını açan büyü, kitap!..." Gözlerinin ışığı tükenene kadar gözünü kitaptan ayırmayan Üstad Cemil Meriç böyle söylüyor kitap hakkında...
Bir başka kitap aşığı da "Benim sevgilim kitap ve kalemdir. Geride kalanların hepsi mihnet, endişe ve gamdır." diyerek muhabbetini dile getiriyor. Matbaanın bulunmadığı ve kitapların büyük zorluklar içinde çoğaltıldığı çağlarda kit
Tükendi
Gelince Haber Ver"Felaketimizin kaynağı kültür yokluğu. Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak, kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek, Harami mağaralarının kapılarını değil, hükümdar hazinelerinin kapılarını açan büyü, kitap!..." Gözlerinin ışığı tükenene kadar gözünü kitaptan ayırmayan Üstad Cemil Meriç böyle söylüyor kitap hakkında...
Bir başka kitap aşığı da "Benim sevgilim kitap ve kalemdir. Geride kalanların hepsi mihnet, endişe ve gamdır." diyerek muhabbetini dile getiriyor. Matbaanın bulunmadığı ve kitapların büyük zorluklar içinde çoğaltıldığı çağlarda kitabın, ilmin ve ilim adamının gördüğü itibar aranır hale gelmişse; kitaplar çoğaldıkça, matbaalar arttıkça okuma oranı düşüyorsa; ve artık "medeniyet" sahnesinde bize bir rol verilmiyorsa, kitaba yeniden dönmenin vakti gelmiştir. Dursun Gürlek, medeniyet tarihimizdeki yolculuğu esnasında derlediği kültür hazinesini bir bardak demli çay eşliğinde paylaşmak üzere sizi Çınaraltı‘na davet ediyor.