Bireysel ruhbilim okulunu kuran ve "eksiklik duygusu" terimini ilk kez ortaya atan Adler`in çalışmalarına yön veren itici güç, yaşamı boyunca toplumsal sorunlarla karşısıda gösterdiği duyarlılıktır. 1895`te Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi`ni bitirdikten sonra pratisyen hekim olarak çalıştığı ilk doktorluk yıllarından başlayarak hastayı çevresiyle ilişkileri içinde ele almak gerektiğini vurguladı ve bireyle ilgili sorunlara insancıl, bütünselci ve organik bir yaklaşım geliştirdi. Buradan haraket ederek, Viyana`da ilk çocuk rehberliği klinikleri kurdu. Toplumsal değerlerin sürdürülmesinde çocukların eğitimine çok temel bir yer veren Adler, çocuklara sağlıklı bir rehberlik hizmeti verilmesi gereğini bıkmadan usanmadan savundu. Elinizdeki
Tükendi
Gelince Haber VerBireysel ruhbilim okulunu kuran ve "eksiklik duygusu" terimini ilk kez ortaya atan Adler`in çalışmalarına yön veren itici güç, yaşamı boyunca toplumsal sorunlarla karşısıda gösterdiği duyarlılıktır. 1895`te Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi`ni bitirdikten sonra pratisyen hekim olarak çalıştığı ilk doktorluk yıllarından başlayarak hastayı çevresiyle ilişkileri içinde ele almak gerektiğini vurguladı ve bireyle ilgili sorunlara insancıl, bütünselci ve organik bir yaklaşım geliştirdi. Buradan haraket ederek, Viyana`da ilk çocuk rehberliği klinikleri kurdu. Toplumsal değerlerin sürdürülmesinde çocukların eğitimine çok temel bir yer veren Adler, çocuklara sağlıklı bir rehberlik hizmeti verilmesi gereğini bıkmadan usanmadan savundu. Elinizdeki kitap Adler`in, kadın-erkek-, aşk-evlilik ve cinsellik üzerine yaptığı çalışmaları bir araya getirmekte ve erkelerin egemen olduğu bir toplumsal yapının her iki cins üzerinde ne gibi ruhsal rahatsızlıklar oluşturduğunu göstermektedir.