“Prof. Samuel Noah Kramer yaşamımda önemli bir yer tuttu. 1950’den itibaren Sumer edebi metinleriyle ilgili çalışmalarına katıldım. Bu kitapta yer alan Prof. Kramer’le yazışmalarım da bu ortamda doğdu, bilimsel üretimimiz dayanışmaya ve dostluğa dönüştü. Kitapta yer alan bu mektuplar da söz konusu bilimsel üretimin birer kanıtıdır. Sonuç olarak bu kitap, bilim insanlarının dayanışmalarının hangi tarihsel köklerden beslendiğini ortaya koyarak, arşivde ölü gibi duran mektuplara ve belgelere can suyu vermektedir.”
Muazzez İlmiye Çığ
Türkiye’de Sumeroloji çalışmaları denince akla ilk gelen isimlerdendir Muazzez İlm
Tükendi
Gelince Haber Ver“Prof. Samuel Noah Kramer yaşamımda önemli bir yer tuttu. 1950’den itibaren Sumer edebi metinleriyle ilgili çalışmalarına katıldım. Bu kitapta yer alan Prof. Kramer’le yazışmalarım da bu ortamda doğdu, bilimsel üretimimiz dayanışmaya ve dostluğa dönüştü. Kitapta yer alan bu mektuplar da söz konusu bilimsel üretimin birer kanıtıdır. Sonuç olarak bu kitap, bilim insanlarının dayanışmalarının hangi tarihsel köklerden beslendiğini ortaya koyarak, arşivde ölü gibi duran mektuplara ve belgelere can suyu vermektedir.”
Muazzez İlmiye Çığ
Türkiye’de Sumeroloji çalışmaları denince akla ilk gelen isimlerdendir Muazzez İlmiye Çığ. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde Hatice Kızılyay’la birlikte bilimsel ölçütlere göre düzenledikleri Çiviyazılı Tabletler Arşivi, çalışmalarını sürdürdükleri 33 yıl boyunca dünyanın sayılı Sumer ve Hitit uzmanı tarafından ilgi görür ve akademik bir ortama dönüşür.
Çığ ve Kızılyay için, 1930’lardan itibaren arşivde çalışmak üzere 11 kez İstanbul’a gelen Kramer’in ayrı bir yeri vardır. Özellikle Çığ, 1951’den Prof. Kramer’in yaşamının sonuna dek bilimsel üretimini onunla düşünce alışverişi içinde sürdürür.
Prof. Dr. Firdevs Gümüşoğlu’nun, Çığ’ın arşivinde yer alan Kramer’in mektuplarına ve Çığ’la yaptığı görüşmelere dayanarak hazırladığı Çiviyazılı Mektuplar, uygarlık tarihinin “ilk”lerine katkı yapan iki bilim insanının dostluk hikâyesidir.