“Dağlarca kadar çok şiir yazmış, şiir kitabı yayımlamış başka şairimiz yok. Dünyada da herhalde bu açıdan sayılı şairler arasındadır. Elbette onun kadar olmasa da çok şiir yazmış, kitap yayımlamış başka şairler de var. Ama Dağlarca gibi yalnızca ‘kendisi olmayı/kendisi kalmayı’ bilen şair pek yok. Bir’in çokluğu ve çoklukta biri. O Dağlarca’dır, ‘başkası’ değildir. Dağlarca öyle çok ki başkası olması imkânsız. Başkası olmaya ihtiyaç duymayacak kadar çok. Ve çok şair.”
Haydar Ergülen’in “şiirden başka yazı yoktur onun içi
Tükendi
Gelince Haber Ver“Dağlarca kadar çok şiir yazmış, şiir kitabı yayımlamış başka şairimiz yok. Dünyada da herhalde bu açıdan sayılı şairler arasındadır. Elbette onun kadar olmasa da çok şiir yazmış, kitap yayımlamış başka şairler de var. Ama Dağlarca gibi yalnızca ‘kendisi olmayı/kendisi kalmayı’ bilen şair pek yok. Bir’in çokluğu ve çoklukta biri. O Dağlarca’dır, ‘başkası’ değildir. Dağlarca öyle çok ki başkası olması imkânsız. Başkası olmaya ihtiyaç duymayacak kadar çok. Ve çok şair.”
Haydar Ergülen’in “şiirden başka yazı yoktur onun için” dediği, Türkçeyi ses bayrağı diye gören Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türk şiirine şekil veren, ruh katan büyük bir şairdi ve destanlar kaleme alan, ruhani, siyasi, toplumsal meselelere dokunan eserler yazan, üretken bir sanatçıydı. Haydar Ergülen de şahsına münhasır tarzıyla yazdığı bu eserde hayatını Çocuk ve Allah kitabıyla muazzam biçimlerde etkileyen, tek başına şiir ülkesi olmuş Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı inceliyor, yapıtlarında yeni dünyalar keşfediyor, ona sevgisini kendi edebiyat penceresinden anlatıyor. Dağlarca İçin 94 Cümle günümüzden geçmişe selam duran bir şairin, geçmişten bugünlere elini uzatan bir ustasıyla gülümseyerek tokalaşması âdeta.