"Ben iftihar ediyorum ki, Türklerde Nakşi-i Akkirmani’nin bir şiirini misal olarak arz edebileceğim. Hatta iddia edebileceğim ki, sufi şairlerde bu konu binbir şekilde ifade olunmuş ve sıradanlaşmıştır. Felsefe tarihi ve incelemeleri için pek değerli ve önemli vesikalardan sayılan bu manzumenin her noktasını size -özetle olsun- şerh etmeliyim. Sokrates bu manzumeyi görebilmiş olsaydı şüphesiz takdir ederdi, çünkü bütün kendi diyaloğunun ruhunu arz etmektedir. Yalnız Nakşi -mutasavvıf bir şair olmak sıfatıyla tabii ve zorunlu olarak- vahdet-i vücud (panthéisme) inancına dayanmaktadır ve sözlerinde bu inancı da müdafaa eder terimler ve cümleler vardır. Kısacası bu Türk şairi -bütün benzerleri gibi- spiritualisme pathéiste şeklinde meşhur b
Tükendi
Gelince Haber Ver"Ben iftihar ediyorum ki, Türklerde Nakşi-i Akkirmani’nin bir şiirini misal olarak arz edebileceğim. Hatta iddia edebileceğim ki, sufi şairlerde bu konu binbir şekilde ifade olunmuş ve sıradanlaşmıştır. Felsefe tarihi ve incelemeleri için pek değerli ve önemli vesikalardan sayılan bu manzumenin her noktasını size -özetle olsun- şerh etmeliyim. Sokrates bu manzumeyi görebilmiş olsaydı şüphesiz takdir ederdi, çünkü bütün kendi diyaloğunun ruhunu arz etmektedir. Yalnız Nakşi -mutasavvıf bir şair olmak sıfatıyla tabii ve zorunlu olarak- vahdet-i vücud (panthéisme) inancına dayanmaktadır ve sözlerinde bu inancı da müdafaa eder terimler ve cümleler vardır. Kısacası bu Türk şairi -bütün benzerleri gibi- spiritualisme pathéiste şeklinde meşhur bir öğretinin savunucusudur. Halbuki gerek Sokrates’te gerekse şiirini aşağıda tercüme edeceğim İngiliz şairinde vahdet-i vücud inancından pek az bir şey bile hissolunamaz. Onlar sadece spiritualiste’tirler; yani ruhun varlığının bağımsızlığına ve ebediliğine inanmaktadırlar."