Elbette, bu azgın okyanusta sadece bir saman çöpüyüz ama her şey bitmiş değil, sadece
fırtınanın merkezine ulaşmaya çalışmalıyız.
Aimé Césaire
Une Tempest
Gökyüzünü kırmızı bir öfke kaplıyor, dalgalar köpürüyor, su yükseliyor, kuşlar çılgına dönüyor. Rüzgârlar, Dünya’nın ekosistemlerinin yıkımı, insan olmayanların köleleştirilmesi, savaşlar, sosyal eşitsizlik, ırk ayrımcılığı ve kadınların ezilmesi etrafında dönüyor. Türlerin altıncı kitlesel yok oluşu yolda, kimyasal kirlilik akiferlere ve göbek kordonlarına n
Tükendi
Gelince Haber VerElbette, bu azgın okyanusta sadece bir saman çöpüyüz ama her şey bitmiş değil, sadece
fırtınanın merkezine ulaşmaya çalışmalıyız.
Aimé Césaire
Une Tempest
Gökyüzünü kırmızı bir öfke kaplıyor, dalgalar köpürüyor, su yükseliyor, kuşlar çılgına dönüyor. Rüzgârlar, Dünya’nın ekosistemlerinin yıkımı, insan olmayanların köleleştirilmesi, savaşlar, sosyal eşitsizlik, ırk ayrımcılığı ve kadınların ezilmesi etrafında dönüyor. Türlerin altıncı kitlesel yok oluşu yolda, kimyasal kirlilik akiferlere ve göbek kordonlarına nüfuz ediyor, küresel ısınma artıyor ve dünya dengesinde adaletsizlik devam ediyor.
Şiddet mürettebata yayılıyor, zincirlenmiş cesetler denizin derinliklerine terk ediliyor ve kahverengi eller umut arıyor. Gökler yüksek sesle ve sertçe gürlüyor, dünya gemisi modern bir fırtınanın ortasında. Bu
fırtınayla nasıl yüzleşmeli? Hangi rotayı takip etmeli? Bu kitap, Karayipleri düşünce denizi haline getirmesi özelliğiyle rota arayışına bir katkıdır. 16. yüzyılın Avrupalıları için, takımadaların ilk sakinlerinin adı olan “Karayip” kelimesi, vahşileri ve yamyamları tanımlıyordu. Shakespeare’in La Tempête kitabındaki Caliban karakteri gibi, “Karayip”, Avrupa kolonizasyonları ve bilimleri tarafından kontrolü ekonomik kârların ve nesnel bilginin ortaya çıkmasına yol açacak akıldan yoksun bir varlık anlamına geliyordu. Bu kolonyal bakış açısı, bugün Karayipler’in dünya dışındaki nüfusu azalmış bir kum parçası olarak turistik temsilinde varlığını sürdürüyor. Ekolojiyi Karayip
dünyasının perspektifinden düşünmek, Karayipli erkek ve kadınların dünya hakkında konuştukları, hareket ettikleri ve düşündükleri ve Dünya’da yaşadıkları inancıyla yönlendirilen bu turistik bakış açısının tersine çevrilmesidir.
Yazar Hakkında:
Malcom Ferdinand
Malcom Ferdinand, University College London’dan çevre mühendisi ve Université Paris Diderot’dan siyaset felsefesi doktoru olarak mezun olmuştur. Şu anda CNRS’de (IRISSO/University Paris Dauphine) araştırmacı olarak çalışmaktadır. Siyaset felsefesi, postkolonyal teori ve siyasi ekolojinin kesiştiği noktada, araştırmaları Kara Atlantik ve özellikle Karayipler üzerine odaklanmaktadır. Güncel ekolojik krizler ile modernitenin sömürgeci tarihi arasındaki ilişkileri araştırmaktadır.
Çevirmen Hakkında:
Berna Şenel
14 Temmuz 1999 yılında Ankara’da doğdum. Ankara’da yaşıyorum. 9 Haziran 2017 yılında Faruk Nafiz Çamlıbel Anadolu Lisesi’nden mezun oldum. Aynı yıl üniversite sınavını kazandım ve Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde okumaya başladım. Bu süreçte kişisel gelişim sertifikaları edindim. Bölümümden 30 Haziran 2022 yılında mezun oldum. Üniversite hayatımın son yılında çeviriler yapmaya başladım, o zamandan itibaren çeviriler yapıyorum. Çeviriye ilgim lise yıllarında çeviri projeleri yapmakla başladı. İngilizce ile başlayan yolculuğuma üniversitede Fransızca dilini ekledim. Dillere ilgim olduğundan, çeviri yapmak bana keyif veren bir iş ve aktivite.