Karar vermeliydi Şinasi. Ya demircinin oğlu demirci olarak kalacak ya da kabuğundan kurtulup üzerindeki tüm yüklerini bir kenara bırakıp yeniden doğacaktı. Neden ve kimden çekinmeliydi? Kendisinin cesaret edemediğine elin kızı cesaret etmiş, onu yemeğe davet etmişti. Hoş, borçlu olduğunu söylese de ona bunu yaptıran kuşkusuz öz güveniydi. Ölüm yoktu ya sonunda. Her gittiği kapıdan demircinin oğlu diye geri çevrilmişti. Suratına kapanan kapı ha beş olmuş ha altı ne fark ederdi. Çoktan gelen, masada bekleyen siparişlere bakmaktan da sıkılmıştı. Açılmaya, her şeyi söylemeye sevdasını dillendirmeye karar verdi. Garip olan ise Seher &o
Tükendi
Gelince Haber VerKarar vermeliydi Şinasi. Ya demircinin oğlu demirci olarak kalacak ya da kabuğundan kurtulup üzerindeki tüm yüklerini bir kenara bırakıp yeniden doğacaktı. Neden ve kimden çekinmeliydi? Kendisinin cesaret edemediğine elin kızı cesaret etmiş, onu yemeğe davet etmişti. Hoş, borçlu olduğunu söylese de ona bunu yaptıran kuşkusuz öz güveniydi. Ölüm yoktu ya sonunda. Her gittiği kapıdan demircinin oğlu diye geri çevrilmişti. Suratına kapanan kapı ha beş olmuş ha altı ne fark ederdi. Çoktan gelen, masada bekleyen siparişlere bakmaktan da sıkılmıştı. Açılmaya, her şeyi söylemeye sevdasını dillendirmeye karar verdi. Garip olan ise Seher öğretmenden de ses çıkmamasıydı. Kafasını kaldırdı Şinasi. Seher öğretmen, öylece durmuş, ona bakıyordu. Göz göze geldiler. Hep uzaklardan baktığı yanından geçtikten sonra arkasından seyre daldığı yüzle karşı karşıyaydı. Yüzüne düşmüş kumral saçlarının arasından gözlerini gördü. Göz renklerinden hiç anlamazdı. Bugüne kadar hiçbir kızın gözlerine böyle bakmamıştı. Baharda dingin akan Posof Çayı’na benziyordu. Çivit mavisi gözlerde kâğıttan yapma kayık misali Secedil Dağı’ndan salına salına Hazar Denizi’ne doğru gözlerinde kaybolup gitti. Bu kadarı yeterdi.