Demirden Adamlar, Hz. Ali’nin Basra’da kendisinden 6 asır sonra gelecek olan Moğolları halka anlatmasıyla başlıyor. Kitabın konusu sadece Moğolların katliamlarını ve zaferlerini değil bu durum karşısında o dönemdeki Müslüman devletlerin ve halkın Moğollara karşı direnişini anlatmaktadır. Moğolların İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu’ya yaptıkları seferler ve bölgedeki Müslüman devlet ve toplumların tepkileri aktarılmaktadır. Kitap akıcı bir dille yazılmış ve 1200’lü yılların genel bir panoramasını sunmaktadır. İrfan ve Tasavvuf ekollerinin kurucularından olan Hacı Bektaş Veli, Mevlana Celaleddin Rumî ve diğer İrfan-Tasavvuf ehlinin hareketlerinin birçoğunun 1200’lerde ortaya çıkmasının altında yatan sebep ve bu konuya Moğolların etkisi
Tükendi
Gelince Haber VerDemirden Adamlar, Hz. Ali’nin Basra’da kendisinden 6 asır sonra gelecek olan Moğolları halka anlatmasıyla başlıyor. Kitabın konusu sadece Moğolların katliamlarını ve zaferlerini değil bu durum karşısında o dönemdeki Müslüman devletlerin ve halkın Moğollara karşı direnişini anlatmaktadır. Moğolların İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu’ya yaptıkları seferler ve bölgedeki Müslüman devlet ve toplumların tepkileri aktarılmaktadır. Kitap akıcı bir dille yazılmış ve 1200’lü yılların genel bir panoramasını sunmaktadır. İrfan ve Tasavvuf ekollerinin kurucularından olan Hacı Bektaş Veli, Mevlana Celaleddin Rumî ve diğer İrfan-Tasavvuf ehlinin hareketlerinin birçoğunun 1200’lerde ortaya çıkmasının altında yatan sebep ve bu konuya Moğolların etkisi okuyucuyu sıkmadan aktarılmaktadır. Romanı bitirenler Cengiz Han’ın ve Moğolların ne yapmak istediğini, nasıl başarılı olduğunu, Batı’nın acizliğini, Müslümanların direncini, Hz. Ali evlatları ve yolundan gidenlerin halka önderlik ederek katliamları engelleyip, Moğolları durdurduğunu başarılı bir edebiyat diliyle okuma şansına erişmiş olacaklardır. Yazarın Edebiyat birikiminin ve 6 yıla yayılan araştırmalarının eşliğinde hazırlanmış olan Roman aynı zamanda Muharrem Uçan’ın 23. Kitabıdır.
Hz. İmam Ali, Basralılara kendisinden 5 asır sonra dünyaya gelecek olan Cengiz Han ve evlatlarını tarif ederken şöyle diyordu:
*Sanki yüzleri çekiçle dövülmüş kalkan gibi olan bir topluluğu (Moğolları) görür gibiyim. Renkli ve has ipek giyiyorlar. En güzel atları kendilerine saklıyorlar. Çok cinayet işlerler; öyle ki yaralılar öldürülenlerin üzerinden yürür. Kaçanları, esir düşenlerinden daha azdır.*