Su¨leyman Demirel... Tu¨rkiye’nin 1960’lardan 2000’lere uzanan siyasal tarihinin en o¨nemli figu¨ru¨ydu¨. Bu tarihsel do¨nemde DP’nin Su I·s¸leri Mu¨du¨rlu¨gˆu¨’nden Cumhurbas¸kanlıgˆı’na uzun bir yol kat etti. Neredeyse “hep bas¸bakan”dı. Kurdugˆu 7 hu¨ku¨metin 2’si askeri^ darbeyle devrildi; her iki darbeyi de atlatıp siyasal hayatına devam edebildi. 1960’ların, 1970’lerin, 1980’lerin ve 1990’ların siyasi zeminini tahkim etmis¸ti; iktisadi hayatının da fikir babasıydı. Anti-komu¨nizmle sarmalanmıs¸ bir sagˆ siyaset aklının, propaganda bic¸iminin ve demagojiyi de ihmal etmeyen bir so¨yleyis¸in ya da so¨ylemeyis¸in erbabıydı. Ancak
Tükendi
Gelince Haber VerSüleyman Demirel... Türkiye’nin 1960’lardan 2000’lere uzanan siyasal tarihinin en önemli figürüydü. Bu tarihsel dönemde DP’nin Su İşleri Müdürlüğü’nden Cumhurbaşkanlığı’na uzun bir yol kat etti. Neredeyse “hep başbakan”dı. Kurduğu 7 hükümetin 2’si askerî darbeyle devrildi; her iki darbeyi de atlatıp siyasal hayatına devam edebildi. 1960’ların, 1970’lerin, 1980’lerin ve 1990’ların siyasi zeminini tahkim etmişti; iktisadi hayatının da fikir babasıydı. Anti-komünizmle sarmalanmış bir sağ siyaset aklının, propaganda biçiminin ve demagojiyi de ihmal etmeyen bir söyleyişin ya da söylemeyişin erbabıydı. Ancak hiç kuşkusuz kendine mahsus bir dilin ve kelamın da sahibiydi. Milliyetçi ve muhafazakâr hoşnutsuzlukları devletle barıştırarak, “devlet fikri”nin adamlığına uzanan bir siyasal kariyere ulaştı. “Devlet aklı”nın mühendisliğini yaptı!
Tanıl Bora’nın kaleme aldığı Demirel biyografisi, bir şahsın hayat hikâyesiyle sınırlı olmayan, Türkiye’nin 1940’lardan 2000’lere kadarki sosyal, siyasal, kültürel, zihinsel tarihinin çarpıcı bir anlatımını sunuyor. Siyasal dünyanın da, gündelik hayatın da, milletin de, devletin de dönüşümünün Demirel portresinden yansımasına bakıyor; Demirel’in dilinden ve elinden dökülen bir tarihin yanı sıra, o tarihin o dilden neler çektiğini de kapsamlı bir şekilde inceliyor. Tanıl Bora’nın kaleme aldığı bu biyografi, anekdotlarla örülü bir Demirel öyküsü değil, bir fenomen etrafında ülkenin en önemli siyasal döneminin tarihini anlatıyor – üstelik çok uzun bir dönemin!