Halkın kendi kendisini yönetmesi diye tanımlanan demokrasi, öteden beri bu tanıma bütünüyle sadık olmaktan uzaktır. Eski çağlarda seçkinlerin devlet yönetiminde kendi aralarında kurdukları düzen olarak karşımıza çıkan demokrasinin başta köleleri, kadınları dışlaması ancak modern zamanlarda son bulmuştur. Elinizdeki kitapta Platon’dan başlayarak Tocqueville’e kadar demokrasinin kuramsal dayanaklarının yanısıra günümüzde demokrasiye duyulan gereksinimin felsefece gerekçeleri irdelenmektedir. Temel bir insan hakkı olarak demokrasinin varlığını güvence altına almak, bugün dünyanın her zamankinden daha can alıcı bir sorunudur. Gezegenimizin geleceğine büyük ölçüde yön verecek olan demokrasi anlayışımızı elbette en iyi filozofların düşünceleri
Tükendi
Gelince Haber VerHalkın kendi kendisini yönetmesi diye tanımlanan demokrasi, öteden beri bu tanıma bütünüyle sadık olmaktan uzaktır. Eski çağlarda seçkinlerin devlet yönetiminde kendi aralarında kurdukları düzen olarak karşımıza çıkan demokrasinin başta köleleri, kadınları dışlaması ancak modern zamanlarda son bulmuştur. Elinizdeki kitapta Platon’dan başlayarak Tocqueville’e kadar demokrasinin kuramsal dayanaklarının yanısıra günümüzde demokrasiye duyulan gereksinimin felsefece gerekçeleri irdelenmektedir. Temel bir insan hakkı olarak demokrasinin varlığını güvence altına almak, bugün dünyanın her zamankinden daha can alıcı bir sorunudur. Gezegenimizin geleceğine büyük ölçüde yön verecek olan demokrasi anlayışımızı elbette en iyi filozofların düşünceleriyle geliştirebiliriz. Bu derleme, demokrasinin dostlarına günlük kavgalarla, çekişmelerle dolu uzun yürüyüşlerinde bir soluklanma bahanesi yaratarak onlara büyük filozofların ufuk açıcı düşüncelerini anımsatmak gibi alçakgönüllü bir misyona sahiptir.