CHP’nin son iktidar yıllarında kök salan karşıdevrim Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950’de iktidara gelmesiyle birlikte büyük bir ivme kazanmıştır. Özellikle, "dini kurtaran parti"‘ olarak nitelendirilen DP, gerici zihniyeti güçlendiren uygulamaları gerçekleştirmiştir.DP, "laiklik dinsizlik değildir", "din irtica değildir" anlayışı ile, kurtarıcısı olduğu(!) dine sarılmış ve siyasi geleceğini bu yönde belirlemeye çalışmıştır. Kendisini tenkit eden aydın kesime sırt çevirmiş, gericilerle bir olmuş, onları teşvik etmiş, bu sebeple milli mücadele ruhunu öldürmüş, ülkeyi ayakta tutacak ve çağdaş medeniyet seviyesine eriştirecek ola
Tükendi
Gelince Haber VerCHP’nin son iktidar yıllarında kök salan karşıdevrim Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950’de iktidara gelmesiyle birlikte büyük bir ivme kazanmıştır. Özellikle, "dini kurtaran parti"‘ olarak nitelendirilen DP, gerici zihniyeti güçlendiren uygulamaları gerçekleştirmiştir.DP, "laiklik dinsizlik değildir", "din irtica değildir" anlayışı ile, kurtarıcısı olduğu(!) dine sarılmış ve siyasi geleceğini bu yönde belirlemeye çalışmıştır. Kendisini tenkit eden aydın kesime sırt çevirmiş, gericilerle bir olmuş, onları teşvik etmiş, bu sebeple milli mücadele ruhunu öldürmüş, ülkeyi ayakta tutacak ve çağdaş medeniyet seviyesine eriştirecek olan Atatürk ilkelerinden ayrılmıştır. Bugün gelinen noktada bu dönemin sorumluluğu açıkça görülmektedir.DP’nin bu tutumu özellikle bu amaçla çıkarılan yasaların TBMM komisyon raporlarında ve genel kurul görüşmelerinde çok açık bir biçimde belirginleşmiştir. Tutanaklara geçen bu raporlar ve görüşmeler kimsenin yadsıyamayacağı tarihsel kanıtlardır.Elinizdeki kitapta Sevgi Kocaçimen özenli bir çalışmayla bu kanıtları sistematik bir biçimde okura sunuyor ve günümüzdeki gelişmelerin köklerinin nerelere uzandığını gözler önüne seriyor.