Elinizdeki kitap, Kâtip Çelebi’nin zamanına değin yapılmış Osmanlı deniz savaşlarının tarihidir. Bir zamanlar Akdeniz ile Karadeniz’i kendi gölleri hâline getiren Osmanlı Türklerinin XVII. yüzyılda yavaş yavaş gerilediği, Venedik gemilerinin Çanakkale Boğazı’nı kapayarak Türk donanmasının denize açılmasına yol vermeyecek kerteye geldiği günlerde Kâtip Çelebi, bu kitabı pek uzakta olmayan eski günlerin göğüs kabartan hikâyelerini hatırlatarak Türklere yeni bir içgücü vermek amacıyla yazmıştır. Kitap bu savaşların cansız, kuru bir hikâyesi değildir; yer yer ayrıntılara da ine
Tükendi
Gelince Haber VerElinizdeki kitap, Kâtip Çelebi’nin zamanına değin yapılmış Osmanlı deniz savaşlarının tarihidir. Bir zamanlar Akdeniz ile Karadeniz’i kendi gölleri hâline getiren Osmanlı Türklerinin XVII. yüzyılda yavaş yavaş gerilediği, Venedik gemilerinin Çanakkale Boğazı’nı kapayarak Türk donanmasının denize açılmasına yol vermeyecek kerteye geldiği günlerde Kâtip Çelebi, bu kitabı pek uzakta olmayan eski günlerin göğüs kabartan hikâyelerini hatırlatarak Türklere yeni bir içgücü vermek amacıyla yazmıştır. Kitap bu savaşların cansız, kuru bir hikâyesi değildir; yer yer ayrıntılara da inerek onu zevk ve heyecanla, o günlerin özlemi ve gururunu duyarak okunacak, edebiyat ve üslup değeri olan bir seviyeye çıkarmasını bilmiştir. Yalnız savaşları anlatmakla kalmamış; kazanılan zaferlerin yanında, uğranılan bozgunların nedenlerini de belirterek bunlardan nasıl ders alınacağına işaret etmiştir. Bununla da yetinmeyerek bir donanmanın kuruluşu, donanmadaki gemi çeşitleri ve donatılmaları, denize hangi mevsimde ve nasıl çıkılacağı, nerelerde barınılacağı, savaşların nasıl yapılacağı, bu işlerde nasıl bir yol izleneceği konularında ancak güngörmüş bir denizcinin sahip olabileceği bilgiler aktarmıştır.
Kâtip Çelebi’nin diğer eserlerinde de gördüğümüz dil sadeliği, Tuhfetü’l-Kibâr’da daha da belirgindir. Çağdaşlarının bir bölümünde görülen ağır ve yapmacıklı dili bir yana atan Kâtip Çelebi’nin amacı kendini göstermek değil; öncelikle gemiciler, deniz neferleri ve liderleri olmak üzere okuyucusunu uyarmak, eski günlerden güç almasını sağlamak, içinde yaşadığı bunlu günlerin biraz da utanç veren karasından kurtararak ona yarar sağlamaktır.
Kapudanların bilgisizlik ve beceriksizlikleri, kıskançlık ve mesnetsiz böbürlenmelerine ek ihtirasları yüzünden uğranılan bozgunları dosdoğru anlatarak, güttüğü amacı anlatısı boyunca gözden kaybetmemiştir.