Bu kitap yazar Zhang Yibing’in metin çözümlemesi yöntemi ile hazırlamış olduğu eserin ikinci cildidir. Yazar bu kitapta 1960’lardan itibaren yeni bir döneme giren Batı Marksizmi akımını ve radikal post-marksgil eğilimin önde gelen Fransız düşünürlerinin eserlerini -Guy Debord’un Gösteri Toplumu’nu, Baudrillard’ın Üretimin Aynası’nı ve Derrida’nın Marx’ın Hayaletleri-Borç Durumu, Yas Çalışması ve Yeni Enternasyonali’ni- ele almaktadır. Yazara göre post-marksgil düşüncenin gelişimi kavranmaksızın Marksist düşünceyi zenginleştirmek olanaksızdır.
Post-marksgil eğilim,1968 fırtınasının ardından Post-modern bağlam içerisinde daha radikal bir post-marksgil düşünceyi benimseyen Deleuze, Baudrillard ve Derrida gibi dinamik düşünürlerin Mark
Tükendi
Gelince Haber VerBu kitap yazar Zhang Yibing’in metin çözümlemesi yöntemi ile hazırlamış olduğu eserin ikinci cildidir. Yazar bu kitapta 1960’lardan itibaren yeni bir döneme giren Batı Marksizmi akımını ve radikal post-marksgil eğilimin önde gelen Fransız düşünürlerinin eserlerini -Guy Debord’un Gösteri Toplumu’nu, Baudrillard’ın Üretimin Aynası’nı ve Derrida’nın Marx’ın Hayaletleri-Borç Durumu, Yas Çalışması ve Yeni Enternasyonali’ni- ele almaktadır. Yazara göre post-marksgil düşüncenin gelişimi kavranmaksızın Marksist düşünceyi zenginleştirmek olanaksızdır.
Post-marksgil eğilim,1968 fırtınasının ardından Post-modern bağlam içerisinde daha radikal bir post-marksgil düşünceyi benimseyen Deleuze, Baudrillard ve Derrida gibi dinamik düşünürlerin Marksizm’e veda etmesi ile belirmiştir. Bunlar Marksizm ile olan anlaşmazlıklarını açıkça ifade etmişler, öte yandan Marx’ın eleştirisinden de bazı şeyler aldıklarını ilan etmişlerdir. Bu radikal teorik eğilim, Roland Barthes, Jacques Lacan’ın son dönem çalışmaları ve Jerry Fodor’un oluşumunda etkili olduğu Post-modern ana akımdan etkilenir.
Post-marksgil eğilim Marksizm’in temel çerçevesini tarihsel olarak aşmasıyla övünür; fakat bu eğilimin ontolojik çıkış noktası Post-modern Marksizm’den farklı değildir, çünkü modernin post-modern tarafından aşılması üzerine kuruludur. Bu eğilimin düşünürleri, Marksizm’in üzerine kurulu olduğu toplumsal tarihin temelinin kaçınılmaz olarak tarihin tortusuna indirgeneceğine inanır. Bu radikal eleştiriye göre, heterojen bir gerçeklik taşıyacak olan yeni bir toplumsal uygarlığın ortaya çıkması beklenmelidir ve bu da onların teorilerine önemli bir heterojenlik özelliği getirir.
Çin’de Marksist felsefe araştırmalarının 1980’lerle birlikte yeni bir ivme ve derinlik kazandığı, özellikle daha önce bir tabu olarak görülmüş olan Batı Marksizmi üzerine çalışmaların derinleştiği bilinmektedir. Çin’de felsefe çalışmaları birbirleriyle bağlantılı üç ana sacayağı üzerinde oturmaktadır: Marksist felsefe, Batı felsefesi ve Çin felsefesi. Zhang Yibing, Çin’in önde gelen Batı Marksizmi araştırmacılarındandır. Kendi geliştirdiği *teorik konumlandırma* yöntemi çerçevesinde Batı Marksizmi, Marx’ın ve Lenin’in felsefesi üzerine çok sayıda kitap ve makaleleri ile yankı uyandırmış olan titiz bir araştırmacı olarak dikkat çekmektedir. Yazarın önemli bir özelliği, eserlerin tarihsel ve düşünsel arka planına ve felsefi soy kütüğüne özel bir dikkat göstermesidir. Marksist felsefe 19. yüzyılda kapitalist pazar ekonomisi ve onun mezar kazıcısı olan modern proletaryanın oluşması ile birlikte ortaya çıkmıştı. Onun uğraşı asıl özü değişmeden kalmaktadır: Var olan dünyayı eleştirmek, değiştirmek ve insanlığın özgürlüğe doğru mücadelesinin yolunu aydınlatmak… Dolayısıyla dikkatli okuyucu Yibing’in, post-marksizm okumasının Marksist felsefenin hakketiği konumu yeniden kazanmasına katkıda bulunmaya çalıştığını görebilecektir. Bu çalışma yalnızca eleştirel bir okuma çabasının ötesindedir. Okurlar Yibing’in okuması içinde en son araştırmalar ışığında Marx’ın felsefesi, diyalektiği, onun materyalizmi ve en temel kavram ve teorileri üzerine yeni bir yolculuğa çıkabilecektir. Bu eser aynı zamanda Türkiye Marksistlerine, 1970’li yıllardan bu güne kapitalizmin ve *yarı-demokrasinin* eleştirisi içinde kendiliğinden veya bilinçli bir biçimde içselleştirmiş oldukları kimi post-marksgil düşünceleri yeniden düşünme olanağını sunmaktadır.