“Devlet din olsun dediler ve öyle de oldu!”
Devlet-din ilişkisinin sürecine tersten baktığımız zaman, devletin bizzat din haline geldiğini görürüz. Modern çağ ve onun icat ettiği modern devletler, insana tahakküm etme araçlarındaki büyük gelişimin ve çeşitliliğin diğer adı olarak yerine ikame oldukları dinlerden çok daha yaygın ve yoğun olarak otoriter ve totaliter bir düzen kurmuşlardır.
Modern şartların gereği olarak devlet-din alaşımına dayanan pragmatizm dini, küresel bir pratik ‘raison d’etat’ (devlet aklı) doktrinine, evrensel bir pragmatik ideolojiye, dinsel pragmatist bir tarz-ı hayata
Tükendi
Gelince Haber Ver“Devlet din olsun dediler ve öyle de oldu!”
Devlet-din ilişkisinin sürecine tersten baktığımız zaman, devletin bizzat din haline geldiğini görürüz. Modern çağ ve onun icat ettiği modern devletler, insana tahakküm etme araçlarındaki büyük gelişimin ve çeşitliliğin diğer adı olarak yerine ikame oldukları dinlerden çok daha yaygın ve yoğun olarak otoriter ve totaliter bir düzen kurmuşlardır.
Modern şartların gereği olarak devlet-din alaşımına dayanan pragmatizm dini, küresel bir pratik ‘raison d’etat’ (devlet aklı) doktrinine, evrensel bir pragmatik ideolojiye, dinsel pragmatist bir tarz-ı hayata ve faydacı/pragmatik bir tarz-ı siyaset pragmasına dönüşerek evrenselleşmiştir. Bu evrensel Leviathan bulma ‘ihtiyaç’ ve ‘talep’ini kendi mutlak ve kutsal misyonu ilan edip pragmatizm dininin küresel/emperyal Tanrısı olduğunu ilan eden ABD’nin “güç pragmasına tutunup” tüm dünyaya yayması sayesinde olmuştur. Böylece tüm insanlık din-devlet ilişkisi tarihi sürecinde dinin devlet olduğu, dinin devletlerinin olduğu, devletin dininin olduğu aşamalardan geçip devletin bizzat din olduğu aşamaya evrilmiştir: Evrensel pragmatizm dini aşamasına...