Kitap Tanıtım Yazısı : Ekim ve Kasım’da sürekli bir zafer yürüyüşü – ardından, birkaç hafta içinde Rusya devrimi aniden Alman istilacılar karşısında bir yenilgiye uğruyor; Rusya devrimi aşağılık bir antlaşmanın koşullarını kabul etmeye hazırdır. Evet, tarihte kırılma noktaları çok acı verici olur. Böyle her durum bize acı verir. 1907’de, Stolypin ile o inanılmaz derecede utanç verici iç anlaşmayı imzaladığımızda, Stolypin Duması denilen o domuz ahırına girmek zorunda kaldığımızda, monarşist kâğıt parçalarını imzalayarak(32) sorumluluk altına girdiğimizde, bugün yaşadıklarımızı daha küçük bir ölçekte yaşa
Tükendi
Gelince Haber VerKitap Tanıtım Yazısı : Ekim ve Kasım’da sürekli bir zafer yürüyüşü – ardından, birkaç hafta içinde Rusya devrimi aniden Alman istilacılar karşısında bir yenilgiye uğruyor; Rusya devrimi aşağılık bir antlaşmanın koşullarını kabul etmeye hazırdır. Evet, tarihte kırılma noktaları çok acı verici olur. Böyle her durum bize acı verir. 1907’de, Stolypin ile o inanılmaz derecede utanç verici iç anlaşmayı imzaladığımızda, Stolypin Duması denilen o domuz ahırına girmek zorunda kaldığımızda, monarşist kâğıt parçalarını imzalayarak(32) sorumluluk altına girdiğimizde, bugün yaşadıklarımızı daha küçük bir ölçekte yaşamıştık. O tarihte, devrimin en ön saflarında olanların arasında yer alan insanlar, “Biz onurlu devrimcileriz, asla legal Stolypin kurumlarına girmeyeceğiz” demişlerdi (ve onların da doğruyu söylediklerinden en küçük bir kuşkuları yoktu). Evet, gireceksiniz demiştik. Kitlelerin yaşamı, tarih, sizin karşı çıkışlarınızdan daha güçlüdür. Eğer siz oraya gitmezseniz, tarih sizi gitmek zorunda bırakacaktır demiştik. Onlar çok Sol’da olan insanlardı ve tarihin o ilk kırılma noktasından sonra grup olarak onlardan geriye hiçbir şey kalmadı. Nasıl devrimciler olarak konumumuzu koruduğumuzu kanıtlayabildiysek, çok güç koşullar altında çalışabildiğimizi ve o koşullarla başa çıkabildiğimizi kanıtlayabildiysek, bugün de güçlükleri yenebileceğiz; çünkü bu bizim kendi isteklerimize bağlı bir şey değil, çok ağır yıkıma uğramış bir ülkenin durumundan kaynaklanan objektif bir gerekliliktir, çünkü bizim bütün ümitlerimize karşın Avrupa devrimi gecikmiş ve bizim tersini beklememize karşın Alman emperyalizmi saldırıya geçecek cesareti bulmuştur.