Çevrimiçi ortamların günlük hayatımıza girişi, tüm günlük pratiklerimizi dönüştürdüğü gibi, kendimizi ifade edebilme olanaklarımızı da çeşitlendirdi. Çeşitlenen bu olanaklar, yeni anlamlandırma ve hissetme biçimleri yarattı. Artık her birimiz, bilgi, düşünce ve duygularımızı aktarabileceğimiz çok sayıda farklı yazılı ve görsel anlatım çeşitliliğine sahibiz ve çevremizle bu çeşitlilik içinde etkileşim kurmaktayız. Öyleyse, kendimizi ifade etme biçimlerimizi dönüştüren bu dijital dünyada hissettiğimiz duygularımız da dönüşür mü
Tükendi
Gelince Haber VerÇevrimiçi ortamların günlük hayatımıza girişi, tüm günlük pratiklerimizi dönüştürdüğü gibi, kendimizi ifade edebilme olanaklarımızı da çeşitlendirdi. Çeşitlenen bu olanaklar, yeni anlamlandırma ve hissetme biçimleri yarattı. Artık her birimiz, bilgi, düşünce ve duygularımızı aktarabileceğimiz çok sayıda farklı yazılı ve görsel anlatım çeşitliliğine sahibiz ve çevremizle bu çeşitlilik içinde etkileşim kurmaktayız. Öyleyse, kendimizi ifade etme biçimlerimizi dönüştüren bu dijital dünyada hissettiğimiz duygularımız da dönüşür mü? Tam da bu soruya aradığı cevaptan hareket eden çalışma, alandaki uzman akademisyenlerin kaleminden farklı dijital duygu ifade biçimlerini inceliyor. İçinde bulunduğumuz dijital kültür duygularımızı anlamlandırdığı gibi, onların nasıl, hangi biçimlerde, ne düzeyde görünür olacağını da belirliyor. Yani dijital duygularımız, çevrimiçi ortamda da yönümüzü nasıl bulacağımızı gösteriyor. Dijital ortamda anlamlanan duygularımız bu platformlarda yaptığımız seçimleri, dahil olduğumuz ya da kaçındığımız grupları, karşılaştıklarımıza ilişkin çıkarımlarımızı, beğenilerimizi ve iletişim kurma biçimlerimizi etkiliyor. Elinizde tuttuğunuz editörlü kitap çalışması da duygularımızın dijital ortama nasıl yansıdığı ve paylaşıldığı, hangi biçimlerde ifade edildiği, nasıl farklılaştığı ve kimlere nasıl bulaştığını incelemeye alıyor. Dijitalleşen duygularımızı anlamaya yolundaki tüm ilgililere keyifli okumalar olsun!