Bu sefer Uçuk Ailesi olarak kamp tatilindeyiz. Doğayla sarmaş dolaş, huzur içinde bir tatil yapma hayaliyle yola çıktık. Ama doğa yerine babamla ve dedemle sarmaş dolaş vazitteyim. Çünkü iki kişilik çadırda altı kişi yatıyoruz. Daha doğrusu yatamıyoruz. Çünkü şişme yatak var. Birisi hareket ettiği anda çadırda Meksika dalgası oluşuyor. Dayımın belden aşağısı çadırın dışında kaldı. Dedem, üşümeyeyim diye altına içlik giymiş, hatır hatır kaşınıyor. Neşe, ayı gelecek diye korkuyor. Annem “At nalı gibi kıpırdayıp durmayın!” diye söyleniyor. Babamsa bu ortamda mehter marşı söylüyor. Keşke kamp maceramız sadece bu komik ve ne
Tükendi
Gelince Haber VerBu sefer Uçuk Ailesi olarak kamp tatilindeyiz. Doğayla sarmaş dolaş, huzur içinde bir tatil yapma hayaliyle yola çıktık. Ama doğa yerine babamla ve dedemle sarmaş dolaş vazitteyim. Çünkü iki kişilik çadırda altı kişi yatıyoruz. Daha doğrusu yatamıyoruz. Çünkü şişme yatak var. Birisi hareket ettiği anda çadırda Meksika dalgası oluşuyor. Dayımın belden aşağısı çadırın dışında kaldı. Dedem, üşümeyeyim diye altına içlik giymiş, hatır hatır kaşınıyor. Neşe, ayı gelecek diye korkuyor. Annem “At nalı gibi kıpırdayıp durmayın!” diye söyleniyor. Babamsa bu ortamda mehter marşı söylüyor. Keşke kamp maceramız sadece bu komik ve neşeli anlarla kalsaydı. Ama maalesef kalmadı. Çünkü dayım zıpkını alıp balık vurmak için gecenin bir vakti denize daldı. Ve sudan çıktığında biz de acayip bir maceranın içine daldık. Bir daha da çıkamadık. Emin olun! Siz de bu kitaba dalınca çıkamayacaksınız.