Tıptaki uzmanlaşmaya paralel biçimde insan hayatının evrelerine birbirleriyle ilişkisiz bakıyor ve hastalıkları konusunda da bu tutumu sürdürüyoruz. Mesleki olarak ne kadar haklı gerekçeleri olsa da, çocuk beyniyle ilgili gerçeklerin ve hastalıkların 10-11 yaşlarına kadar çocuk nörolojisinin, bu yaşlardan sonra da erişkin nörolojisinin konuları olarak ele alınması biyolojideki gelişme kuramına mantıken uyan bir konu değildir.
Çünkü insan beyninin gelişimi ve hastalıklarının ortaya çıkışı genel anlamda bir yaştan diğerine birbiriyle bağlı kesiksiz bir süreçtir. Bu kopukluk nedeniyle, hem tıbbi hem de konuşma-dil terapisi gibi alanların eğitiminde sıkıntı çekiliyor. Bu kitabın yazarı uzmanlık alanı olarak erişkin nöroloji eğitimi alm
Tükendi
Gelince Haber VerTıptaki uzmanlaşmaya paralel biçimde insan hayatının evrelerine birbirleriyle ilişkisiz bakıyor ve hastalıkları konusunda da bu tutumu sürdürüyoruz. Mesleki olarak ne kadar haklı gerekçeleri olsa da, çocuk beyniyle ilgili gerçeklerin ve hastalıkların 10-11 yaşlarına kadar çocuk nörolojisinin, bu yaşlardan sonra da erişkin nörolojisinin konuları olarak ele alınması biyolojideki gelişme kuramına mantıken uyan bir konu değildir.
Çünkü insan beyninin gelişimi ve hastalıklarının ortaya çıkışı genel anlamda bir yaştan diğerine birbiriyle bağlı kesiksiz bir süreçtir. Bu kopukluk nedeniyle, hem tıbbi hem de konuşma-dil terapisi gibi alanların eğitiminde sıkıntı çekiliyor. Bu kitabın yazarı uzmanlık alanı olarak erişkin nöroloji eğitimi almış olsa da, beynin ana karnından itibaren başlayan gelişiminin birçok konuda ergenlik ve erişkinlik dönemine bağlanmış olduğunun bilincinde olarak bu tür bir kitabı kaleme alarak beyin biyolojisinin ve hastalıklarının süreğen ve kesiksiz yapısını gündeme getirmeye kendini mecbur hissetmiştir.