Bugün, elli yedinci kışımı da görmüş oldum. Dile kolay, tam elli yedi yıl. Acaba, elli sekiz de olacak mı? Kim bilir. Belki olur, belki de olmaz… Allahım, yıllar ne de çabuk geçiyor! Gençlik aşkım, akıl almaz çılgınlıklarım, kızdırdığım annemin peşimden terlikle koşturmaları, uğruna canıma kıymaya kalkıştığım yakışıklı Ayhan ve sonrasında kocamla tanışmamız… Hepsi, ama hepsi, daha dünmüşçesine gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti.
Gençlik yıllarım, çok renkli geçti. O güzel günlerimin geçtiği mahalle, hâlâ yerinde duruyor mudur? Bilmiyorum. Mahallenin en güzel kızıydım ben. L
Tükendi
Gelince Haber VerBugün, elli yedinci kışımı da görmüş oldum. Dile kolay, tam elli yedi yıl. Acaba, elli sekiz de olacak mı? Kim bilir. Belki olur, belki de olmaz… Allahım, yıllar ne de çabuk geçiyor! Gençlik aşkım, akıl almaz çılgınlıklarım, kızdırdığım annemin peşimden terlikle koşturmaları, uğruna canıma kıymaya kalkıştığım yakışıklı Ayhan ve sonrasında kocamla tanışmamız… Hepsi, ama hepsi, daha dünmüşçesine gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti.
Gençlik yıllarım, çok renkli geçti. O güzel günlerimin geçtiği mahalle, hâlâ yerinde duruyor mudur? Bilmiyorum. Mahallenin en güzel kızıydım ben. Liseyi zar zor bitirmek üzereydim. Annemin ikazlarına rağmen her sabah süslenir, kokular sürünür öyle giderdim okula. Laf atanlar, peşime takılanlar hiç eksik olmazdı. Zavallı delikanlılar, abimin savurduğu yumruklara rağmen yine de vazgeçmezlerdi. Her akşam, okuldan eve döndüğümde elinde bir demet ve bir kutu çikolatayla beni istemeye gelmiş görücülerle karşılaşırdım. Hele bir tanesi vardı ki her defasında reddedilmekten bıkıp usanmadan, inatla istemeye geliyordu beni. Sayısını ben bile unutmuştum. Yirmi mi, otuz mu…
Karşımda kahve içmekten aciz, elleri titreyerek, dökmeden kahvesini yudumlamaya çalışırken, ben de gülmemek için kendimi zor tutar, bir yandan da annemin bacağımı çimdikleyerek beni susturmaya çalışmasına kızardım.