Dindar, Allah’ın dinine samimi olarak inanır. İnandığı gibi yaşar, yaşadığı gibi de inanır. Din üzerinden maddi çıkar, oy, beklemez. Dini sömürü aracı yapmaz. Dindar özüyle sözüyle namuslu ve haysiyetli, onurlu insandır. Dinci böyle değildir. Menfaati neyi gerektiriyorsa, dini o yönde kullanır. Dinci de samimiyet olmaz. Dinsiz inanmadığını açıkça söyler, dinci inanmış gibi yapar. "Dikkat edin, halis, arı duru din Allah’ın dinidir. Zümer-3" ayetini okuyan dindar canı pahasına da olsa, sadakatten, dürüstlükten vazgeçmez. Aynı ayeti okuyan dinci ise, kendi yaşantısını din diye topluma kabul ettirme çabasındadır. Müslüman bir topluma, şahsa, dinsizden değil, tüm zarar dinciden gelir. Hz. Peygamberin ardında beş vakit namaz kıldığı halde, menfaati için dindar görünen münafıklar dinci tipler idi.