Yorum Yap
Daha çok küreselleşme kavramıyla gündeme gelen, ülkeler arasındaki sınırların ortadan kalktığı, üretilen mal ve hizmetler ile bunların üretilmesinde kullanılacak üretim faktörlerinin herhangi bir ülke sınırlandırılmasına bağlı olma zorunluluğunun kalmadığı günümüzde, ülkelerin de birbirleri ile olan ilişkilerini daha da kuvvetlendirmeleri adeta bir zorunluluk olmuştur.
Küreselleşme olarak da adlandırılan bu süreç, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan olayların, sadece yaşandığı ülkeyi değil, kendi sınırları dışındaki diğer ülkeleri, hatta tüm dünya ülkelerini de etkileme gibi bir sonucu ortaya çıkarmıştır.
Ülkeler arasında adeta zorunluluk haline gelen ilişkileri güçlendirme çabası, bir yandan dünya ülkelerini birbirine yakl
Tükendi
Gelince Haber VerDaha çok küreselleşme kavramıyla gündeme gelen, ülkeler arasındaki sınırların ortadan kalktığı, üretilen mal ve hizmetler ile bunların üretilmesinde kullanılacak üretim faktörlerinin herhangi bir ülke sınırlandırılmasına bağlı olma zorunluluğunun kalmadığı günümüzde, ülkelerin de birbirleri ile olan ilişkilerini daha da kuvvetlendirmeleri adeta bir zorunluluk olmuştur.
Küreselleşme olarak da adlandırılan bu süreç, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan olayların, sadece yaşandığı ülkeyi değil, kendi sınırları dışındaki diğer ülkeleri, hatta tüm dünya ülkelerini de etkileme gibi bir sonucu ortaya çıkarmıştır.
Ülkeler arasında adeta zorunluluk haline gelen ilişkileri güçlendirme çabası, bir yandan dünya ülkelerini birbirine yaklaştırırken, diğer yandan da birbirlerine daha fazla fayda sağlayacaklar arasında bazı yazılı anlaşmaların yapılmasını gündeme getirmektedir. Karşılayacaklar arasında bazı yazılı anlaşmaların yapılmasını gündeme getirmektedir. Karşılıklı yarar sağlama fikrinden hareketle çeşitli serbest ticaret anlaşmaları, dış ticaret politikaları, ekonomik entegrasyonlar yapılmaktadır.
Basit bir ifadeyle ülkeler arasındaki ticari faaliyetlerle ilgili konuları ele alan dış ticaterin arttırılabilmesi için mevcut üretimin de arttırılması gerekmektedir. Bu durumun da ancak sermaye birikiminin arttırılması yoluyla sağlanabileceği düşünüldüğünde, Türkiye`nin mevcut sermaye potansiyelini arttıracak yurtiçi sermaye politikaları ile aynı zamanda yabancı sermaye girişini hızlandıracak şartların oluşturulması önem kazanmaktadır. Sözü edilen şartların oluşturulmasının yanı sıra, Türikye`nin belirlenen stratejilerini gerçekleştirebilmesi için başta teknolojik yapının geliştirilmesi olmak üzere ulaşım altyapısının iyileştirilmesi, KOBİ`lere gerekli desteğin sağlanması gibi konularda da kısa zamanda iyileştirmeler yapılması gerekmektedir.
Elbette ki, yukarıda kısaca koun edilen dış ticaretin teknik yönlerinden birisini de konunun muhasebe boyutu oluşturmaktadır. Bu konuda Türikye Muhasebe Standartalrı Kurulu (TMSK) tarafıhdan yürütülen çalışmalar sonucunda yayımlanana ve yeni Türk Ticaret Kanunun`nun kabulüyle hayata geçirilecek olan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ile uyumlu Türkiye Finansal Raporlama Standartları`nın konuya ışık tutacağı sevindirici bir gelişme olarak kendini göstermektedir.
