Divan Şiirinde Haz “Zevkin Klasik Ötesi İfadesi” adlı bu kitap, Dehhânî’den Nedîm’e kadar uzanan edebi çizgide şairlerin şiirlerinde yer alan haz kavramını ortaya koymak amacıyla yazıldı. “Haz” kavramının sözlüklerde ifade edildiği gibi “hoşlanmak, mutlu olmak, hayattan kam almak” gibi anlamlarından yola çıkılarak, konu bu doğrultuda ele alındı. Hazzın, zevk anlamıyla eş değerde kullanımı olsa da Divan şairlerinin sınırsızca ve ölçüsüzce zevkler anlamında bu kavramı genellikle kullanmadıklarından hareket edildi ve bu kavramın mutlu olma duygusu temelinde klasik şiire mal olduğu gözlemlendi. Bunun yanında hazzın sınırs
Tükendi
Gelince Haber VerDivan Şiirinde Haz “Zevkin Klasik Ötesi İfadesi” adlı bu kitap, Dehhânî’den Nedîm’e kadar uzanan edebi çizgide şairlerin şiirlerinde yer alan haz kavramını ortaya koymak amacıyla yazıldı. “Haz” kavramının sözlüklerde ifade edildiği gibi “hoşlanmak, mutlu olmak, hayattan kam almak” gibi anlamlarından yola çıkılarak, konu bu doğrultuda ele alındı. Hazzın, zevk anlamıyla eş değerde kullanımı olsa da Divan şairlerinin sınırsızca ve ölçüsüzce zevkler anlamında bu kavramı genellikle kullanmadıklarından hareket edildi ve bu kavramın mutlu olma duygusu temelinde klasik şiire mal olduğu gözlemlendi. Bunun yanında hazzın sınırsız zevklerini içeren klasik ötesi duygu durumlarını ifade eden söylemlere de Divan şiirinde rastlanmaktadır. Kitapta hazzın her iki söylemine de yer verildi ve her iki söylem biçiminde de “haz”zın “mutlu olmak, hoşlanmak, zevk almak” anlamlarını içerdiği görüldü. Bu nedenle eserde zevk kavramını da içeren “haz” ismi tercih edildi ve konu bu ana tema doğrultusunda örneklerden hareketle ele alınıp işlendi. Bu konunun da hayattan zevk alma, sevgili, şarap ve bahar gibi dinamikler çerçevesinde haz kavramına eklendiği ve edebi alanda yoğun bir kullanımı olduğu da görüldü. Buna rağmen klasik şiirimizde bu önemli konu üzerinde yeterli ve derli toplu bir çalışmanın olmadığını dagözlemledik. Bu çalışma, bu alandaki boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla kitapta haz kavramı; sevgili, şarap, bahar gibi üç önemli haz unsuru kullanılarak detaylı anlatıldı. Metin merkezli olarak beyitler üzerinden bu kavramların haz duygusu bağlamında analizleri yapıldı. Bu unsurlardan sevgili, estetik görünümünden bedensel cazibesine kadar ele alındı. Şarap, esriklik/sarhoşluk hazzı olarak ele alındı. Bahar ise fasl-ı haz olarak yaşamı yenileyen, yaşama zevk katan, hoşnutluk veren yönleriyle işlendi. Bütün bu unsurlar haz duygusu temelinde ele alındı. Ayrıca çalışmaya Helenistik dönem Yunan felsefesinin ünlü hazcı filozofu Epikür’ün düşünceleri de eklenmiştir. Bunun nedeni bazı kaynaklarda klasik şiirin haz konusundaki kaynağı olarak lanse edilmesi olmuştur. Hâlbuki kitapta vurgulandığı gibi klasik şiirin haz kavramının kaynağı Epiküryen felsefe değil, hadarî felsefedir ve Doğu’ya hastır. Bu doğrultuda haz kavramı doğrultusunda şiirin hazcı kaynağına inilmiş, klasik şiirin kronolojik anlamda hazcı birikimi ortaya konulmuştur. Bunu yaparken de Divan şiirin beslendiği Arap şiirinde ve ondan etkilenen Fars şiirinde bu duygunun ilk kez ele alınıp işlendiği ve şiire yansıdığı da gösterildi. Böylece bu kitapta üzerinde durulan şairlerin divan beyitleri aşk, tutkulu/şuh duygu ve arzular, haz ve mutluluk kavramları, başka bir ifadeyle haz dinamikleri üzerinden yorumlanarak açıklandı. Bu yorum ve açıklamalar daha önce yapılmadığı için kitap, bu konuda da önemli bir boşluğu doldurmaktadır.
Anadolu`da ilk örneklerini vermeye başlayan Divan şiirinin içeriğine baktığımız zaman, eğlence, zevk ve hazza dayalı bir içeriğe sahip olduğu gözlenmektedir. Biz de aynı gözlemleri yeni oluşan Fars şiirinde de görmekteyiz, ancak bu şiirlerin asıl kaynağını Arap şiirinde aramak gerekmektedir. Bu bağlamda bakıldığında müşterek bir olgu olarak Arap şiirinden aldığı temelle “haz” duygusunu içeren bu şiirler hem yeni Türk şiiri hem de yeni Fars şiiri oluşurken zevke dayalı duyguların maddi niteliklerle örülen yapısında taşıdıkları benzerliklerle ön plana çıkmışlardır. Bu benzerlikler bazit bir taklitürünü değil, zengin bir birikimin ürünüdür. Bu birikimle “haz” 13. yüzyıldan Divan şiirinin ömrünü tamamladığı ana kadar pek çok şair tarafından her yüzyılda önemli temsilcileri eliyle ele alınıp işlendi. Ahmedî, Bâkî, Yahyâ, Mezâkî ve Nedîm’de bu şairlerden en önemlileri olarak ön plandadır. Bunları kitapta ele almamızın nedeni hazza dayalı duyguları gazellerinde ağırlıklı olarak ve büyük başarıyla ele almaları nedeniyledir. Kitapta, sadece söz konusu şairlerin değil klasik şiirde haz duygusunu ele alıp işleyen çok sayıda şairin şiirleri de incelenmiştir. Eser, bu yönüyle Divan şiirinin kronolojik anlamda haz birikimini de yansıtması yönüyle bir ilktir. Bu tarihî süreç, geniş manada ele alınıp işlenmediğinden dolayı bu konu hakkında örneklerle bilgi vermek, okuyucuya sunmak ve bu konudaki büyük bir boşluğu doldurmak bu kitabın yazılma amaçlarından biri olmuştur.