İsmail Fakîrullah Tillovî hazretleri, XII/XVII-XVIII. asır Osmanlı coğrafyasında, irşadı ile gönülleri tenvir eden, yolumuzu aydınlatan kandillerden… Talebesi, müridi ve de damadı Ma‘rifetnâme isimli eseriyle tanınmış İbrahim Hakkı Erzurûmî hazretleri, bu çalışmaya esas teşkil eden Tezkiretü’l-ahbâb risâlesinde; hem mürşidinin kıymetli sözlerini kayda geçirmek hem de biz mü’minlerin, sünnet-i seniyyenin izinde Fakîrullah hazretlerinin kutlu hayatını, ilmini, irşadını ve kerâmetlerini temâşâ etmemiz, izini sürmemiz ve kendi hâllerimizi bu terazide tartmamızı murad etmiştir. Ayrıca tasavvuf tarihindeki *hikem* geleneğinin müstesna örneklerinden biri olarak, mürşidinin kendisine tavsiyelerini muhtevî hikmetleri de bu risâlenin sonuna Mi’e v
Tükendi
Gelince Haber Verİsmail Fakîrullah Tillovî hazretleri, XII/XVII-XVIII. asır Osmanlı coğrafyasında, irşadı ile gönülleri tenvir eden, yolumuzu aydınlatan kandillerden… Talebesi, müridi ve de damadı Ma‘rifetnâme isimli eseriyle tanınmış İbrahim Hakkı Erzurûmî hazretleri, bu çalışmaya esas teşkil eden Tezkiretü’l-ahbâb risâlesinde; hem mürşidinin kıymetli sözlerini kayda geçirmek hem de biz mü’minlerin, sünnet-i seniyyenin izinde Fakîrullah hazretlerinin kutlu hayatını, ilmini, irşadını ve kerâmetlerini temâşâ etmemiz, izini sürmemiz ve kendi hâllerimizi bu terazide tartmamızı murad etmiştir. Ayrıca tasavvuf tarihindeki *hikem* geleneğinin müstesna örneklerinden biri olarak, mürşidinin kendisine tavsiyelerini muhtevî hikmetleri de bu risâlenin sonuna Mi’e ve hamsûne hikme başlığıyla derc etmiştir.
Tezkiretü’l-ahbâb ile Mi’e ve hamsûne hikme’nin ilk defa edisyon-kritiği yapılarak Arapça aslı ve Türkçe tercümesi ile birlikte neşredildiği bu çalışmanın ilk bölümünde İbrahim Hakkı hazretlerinin terceme-i hâline yer verilmiş ve şimdiye kadar hayatı hakkında ortaya konan literatür büyük ölçüde taranarak kimi tashih, tadil ve tekliflerle terceme-i hâli en sahih sûrette ortaya konmaya çalışılmıştır. Ayrıca İbrahim Hakkı hazretlerinin eserlerinin yazma eser kütüphanelerindeki nüshaları, özellikle İstanbul’daki nüshaları, varak numaralarına varıncaya dek kaydedilmiş ve takip eden dönemde yapılacak araştırmalara kaynaklık etmesi hedeflenmiştir.