Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, 1821 senesinde Moskova’da dünyaya gelmiş ünlü Rus romancı ve öykü yazarıdır. İnsanın iç dünyasının en gizli kalmış yönlerini erişilmesi güç bir saydamlıkla yansıtan yapıtlarıyla 20. yüzyıl roman anlayışında büyük etkisi olmuştur.
İlk eseri İnsancıklar, ilk Rus toplumsal romanı olarak görülen bir eserdir. Yazarın kahramanların iç dünyadaki çatışmalarına büyük ölçüde değindiğinden, öyküyü anlatılış biçiminin farklılığı bakımından okuyucular tarafından büyük ilgi gördü. Edebiyat dünyası yeni bir soluk kazanmış oldu. Her
Tükendi
Gelince Haber VerFyodor Mihayloviç Dostoyevski, 1821 senesinde Moskova’da dünyaya gelmiş ünlü Rus romancı ve öykü yazarıdır. İnsanın iç dünyasının en gizli kalmış yönlerini erişilmesi güç bir saydamlıkla yansıtan yapıtlarıyla 20. yüzyıl roman anlayışında büyük etkisi olmuştur.
İlk eseri İnsancıklar, ilk Rus toplumsal romanı olarak görülen bir eserdir. Yazarın kahramanların iç dünyadaki çatışmalarına büyük ölçüde değindiğinden, öyküyü anlatılış biçiminin farklılığı bakımından okuyucular tarafından büyük ilgi gördü. Edebiyat dünyası yeni bir soluk kazanmış oldu. Her ne kadar yaşadığı döneminde hak
ettiği değeri göremese de sonradan dünyanın unutulmayacak yazarları arasına girmeyi başarmıştır.
Kitaptan Alıntılar:
“İyi bir vatandaş olmak, yüksek sosyeteye mensup olmaktan daha mühimdir.” “Günümüzde doğru dürüst insanlar bile kucaklaşmaların ve af gözyaşlarının
bedelini ödüyorlar. Onların karşısında siz ve ben kimiz ki Pavel Pavloviç?
“Büyük düşünceler, büyük zekâlardan ziyade soylu duygulardan doğar.” “İnsanın hatırlamakta zorlandığı, hani dilinin ucuna geliveren bir kelime gibi
belli belirsiz bir kıpırdanma olur hafızasında. Aslında çok iyi bilirsiniz de hatta bildiğinizin de farkındasınızdır, ne demek olduğunu da bilirsiniz, dilinizin ucundadır, ama bütün çabalarınıza rağmen bir türlü hatırlayamazsınız.”
“Ruhundaki keder, olmuş bir çıban gibiydi, her an kendini hatırlatıyor, eziyet veriyordu.”
“Ben kuruntulu bir adamım, bu doğru, her zaman pireyi deve yapmaya hazırım, bu da doğru; fakat bunu bilmek çektiğim acıyı hafifletmiyor ki!”
“Bakışlarına eskiden hiç olmayan hüzünlü, acı bir gölge düşmüştü. Bu pek dalgın, sanki nedensiz, fakat son derece derin bir hüzündü. Bu hüzün, en çok Velçaninov yalnız kaldığı zamanlar bastırıyordu.”