İslâm coğrafyasının merkezi olarak görülebilecek Basra ile yine aynı coğrafyanın doğu sınırı olan Semerkand bölgesinden çıkan iki büyük İslâm mütefekkiri, o döneme kadar oluşmuş Kelâm ilminin yöntemlerini kullanarak, ana bünyenin itikâdını açıklama, savunma ve ehl-i bid’a olarak gördükleri muhaliflerinin görüşlerini geçersiz kılma gayesiyle İslâm düşüncesine yeni bir dinamizm kazandırmışlardır.
Birbirlerinden habersiz, Müslüman dünyanın farklı iklimlerinde ortaya çıkan ve aynı temel değerlere dayanan bu iki hareket, bir süre sonra tek bir isi
Tükendi
Gelince Haber Ver
İslâm coğrafyasının merkezi olarak görülebilecek Basra ile yine aynı coğrafyanın doğu sınırı olan Semerkand bölgesinden çıkan iki büyük İslâm mütefekkiri, o döneme kadar oluşmuş Kelâm ilminin yöntemlerini kullanarak, ana bünyenin itikâdını açıklama, savunma ve ehl-i bid’a olarak gördükleri muhaliflerinin görüşlerini geçersiz kılma gayesiyle İslâm düşüncesine yeni bir dinamizm kazandırmışlardır.
Birbirlerinden habersiz, Müslüman dünyanın farklı iklimlerinde ortaya çıkan ve aynı temel değerlere dayanan bu iki hareket, bir süre sonra tek bir isim altında toplanacak ve o tarihten itibaren söz konusu bölgenin en etkili iki Kelâm ekolünü oluşturacaklardır.
Ehl-i Sünnet adını verdiğimiz bu muazzam tefekkür dünyasının itikâdî sahada temsiliyetini üstlenen Eş’arîlik ve Mâtürîdîlik ekolleri, zaman zaman birbirlerinden farklı deliller ve yöntemlere dayanmaları sebebiyle görüş ayrılıklarına düşmüşlerdir. Bu çalışmamız, esas itibarıyla, bu ekollerin teşekkülü ile başlayan süreçte, kendini bu iki ekolün ilim dünyasına dâhil gören âlimler eliyle ortaya atılan fikirlerdeki çeşitliliği ele alıp incelemeyi hedeflemektedir. Kanaatimizce bu çeşitlilik, düşünce ufkumuzun genişlemesine katkı sağlayacak çok zengin bir birikime sahiptir.