"Batı"nın pek kutsadığı "özgürlükçü demokrasi", biliyoruz özünde burjuva demokrasisi. Ne ki bu demokrasi burjuva demokrasisinin "saf" değil oldukça katışık bir biçimi. "Katışık"tan kastım şu: Bugün en gelişkin şekline "Batı"da rastladığımız burjuva demokrasi-sindeki hak ve özgürlüklerin ezici çoğunluğu burjuva demokrasisinin doğal uzanfiları değillerdir, aksine burjuvaziye rağmen, çalışan kitlelerin, sıradan yurttaşların uzun ve meşakkatli mücadeleri sonucu kazanılıp topluma mal edilmişlerdir.
Bu parti nasıl bir parti olmalı?
Bu sorun bir şekilde tartışılıyor. Ben de vesilesi düştüğünde bu tartışmalara katılıyorum. Ve
Tükendi
Gelince Haber Ver"Batı"nın pek kutsadığı "özgürlükçü demokrasi", biliyoruz özünde burjuva demokrasisi. Ne ki bu demokrasi burjuva demokrasisinin "saf" değil oldukça katışık bir biçimi. "Katışık"tan kastım şu: Bugün en gelişkin şekline "Batı"da rastladığımız burjuva demokrasi-sindeki hak ve özgürlüklerin ezici çoğunluğu burjuva demokrasisinin doğal uzanfiları değillerdir, aksine burjuvaziye rağmen, çalışan kitlelerin, sıradan yurttaşların uzun ve meşakkatli mücadeleri sonucu kazanılıp topluma mal edilmişlerdir.
Bu parti nasıl bir parti olmalı?
Bu sorun bir şekilde tartışılıyor. Ben de vesilesi düştüğünde bu tartışmalara katılıyorum. Ve şimdi bu yazı vesilesiyle dile gefirmek istiyorum ki, parti, özgül şartların partisi olarak şekillenmemeli. Daha doğrusu özgül şartları hesaba katma`, ama daha ilk adımda, kendisini ger-çekten sosyalizmin, eşitlikçi ve özgürlükçü bir düzenin bir bileşeni olarak gerçekleştirmeli.
Kaldı ki, kapitalizmin tırmandığı tarih sarmalının sonu yoktur. O zaman da kapitalizmi ıslah ederek sürdürme politikasının da sonu gelmez. Ve bu da bir "tez" olabilir. Ne ki bu "tez", bilindiği gibi hiç de yeni değildir. Ama hemen belirteyim ki, şayet bu tez dahi doğru olsaydı, yani kapitalizmin ilelebet payidar olacağı kanıtlansaydı, ben, Troçki`nin bir zamanlar bir başka vesileyle söylediği gibi Spartaküs olmayı tercih ederdim.