“Son yarım asırdır yapılan modernlik-sonrası akademik çalışmaların en önemli özelliği, sözde modern dönemde inşa eden klişelerin sökülmesine, bozulmasına, yeniden inşa edilmesine dönüktür. Bunları, akademinin her sahasında görmek mümkün: Felsefe, bilim, tarih, edebiyat, sanat, mimari, siyaset vb. Bu toplam içerisinde J. Derrida’nın, G. Deleuze’ün, M. Foucault’nun ve H.-G. Gadamer’in yerleri bir hayli farklı. Kanaatimizce “el-Burhân alâ Bekâi Mülki Benî Osmân ilâ Âhiri’z-Zaman” adlı eser anılan birikim içinde yeniden ve yeniden okun
Tükendi
Gelince Haber Ver“Son yarım asırdır yapılan modernlik-sonrası akademik çalışmaların en önemli özelliği, sözde modern dönemde inşa eden klişelerin sökülmesine, bozulmasına, yeniden inşa edilmesine dönüktür. Bunları, akademinin her sahasında görmek mümkün: Felsefe, bilim, tarih, edebiyat, sanat, mimari, siyaset vb. Bu toplam içerisinde J. Derrida’nın, G. Deleuze’ün, M. Foucault’nun ve H.-G. Gadamer’in yerleri bir hayli farklı. Kanaatimizce “el-Burhân alâ Bekâi Mülki Benî Osmân ilâ Âhiri’z-Zaman” adlı eser anılan birikim içinde yeniden ve yeniden okunabilecek, sonuçta Osmanlı tarihine ilişkin farklar üretecek bir metin. “el-Burhân alâ…” en başta II. Abdülhamid dönemi olmak üzere; siyaset çalışmaları, kimlik teorileri, rûmîlik, tarihin sonu, fütürizm, gelecek bin yıllar vb. gibi birçok sahadaki tezleri gözden geçirmeyi gerektirecek güçte bir metin. Küçük gibi görünen, ama dekonstrüksiyoncu anlamda büyük yapıları söküme uğratacak bir eser el-Burhân alâ Bekâi Mülki Benî Osman ilâ Âhiri’z-Zaman …”