Arap Edebiyatında bir yandan geleneksel bir yandan da daha sonraki yüzyıllarda asrın ruhuna bağlı olarak icad edilmiş şiir türleri vardır. Medih, hiciv, mersiye, gazel, fahr vb. konular bu şiir türlerinden geleneksel olanlarının örnekleridir.
Hz. Peygamber hayatta iken çevresindeki Müslüman şairlerin sırf Hz. Peygamberi ve İslamı desteklemek amacıyla nazmettikleri peygamber methiyeleri bir yana bırakılırsa, takip eden dönemlerde nazmedilen, hiçbir dünyalık çıkarın gözetilmediği, sırf Hz. Peygambere olan sevginin dile getirilip O’nun şefaatine nail olmanın hedeflendiği peygamber methiyeleri, zamanla bir edebiyat türü olarak değişiklik ve gelişmeler k
Tükendi
Gelince Haber VerArap Edebiyatında bir yandan geleneksel bir yandan da daha sonraki yüzyıllarda asrın ruhuna bağlı olarak icad edilmiş şiir türleri vardır. Medih, hiciv, mersiye, gazel, fahr vb. konular bu şiir türlerinden geleneksel olanlarının örnekleridir.
Hz. Peygamber hayatta iken çevresindeki Müslüman şairlerin sırf Hz. Peygamberi ve İslamı desteklemek amacıyla nazmettikleri peygamber methiyeleri bir yana bırakılırsa, takip eden dönemlerde nazmedilen, hiçbir dünyalık çıkarın gözetilmediği, sırf Hz. Peygambere olan sevginin dile getirilip O’nun şefaatine nail olmanın hedeflendiği peygamber methiyeleri, zamanla bir edebiyat türü olarak değişiklik ve gelişmeler kaydeder ve el-Bedîiyyât, mevlid, tevessül şiirleri gibi türler ortaya çıkar. Bunlardan el-Medâihu’n-nebeviyye Hz. Peygamber henüz hayatta iken bir şiir türü olmuşken, el-Bedîiyyât, mevlid ve tevessül şiirleri muhdes dönem dediğimiz Abbasiler döneminden itibaren ortaya konan yeni türlerin örnekleri arasındadır ve bu türler günümüze kadar varlığını sürdürdüğü gibi bundan sonra da sürdürecektir.
Tarih boyunca İslam dünyasında Hassân b. Sâbit bir peygamber şairi olarak bilinmekle birlikte, Hassân’ı takip eden asırlarda Hz. Peygamberi manzum şekilde methedenler arasında en fazla ilgi çeken şairlerden birisi hiç şüphesiz Şerefuddîn Muhammed b. Sa‘îd el-Bûsîrî ve şiiri Kasîdetu’l-Burde/Kasîdetu’l-Bur’e’sidir. Bununla birlikte el-Bûsîrî’nin Kasîdetu’l-Burde’si kadar dikkat çeken bir diğer şiiri ise el-Kasîdetu’l-hemziyye’si olup, ne yazık ki, 456 beyitten oluşan bu uzun kaside, el-Burde hakkında anlatılanların el-Burde’ye kazandırdığı şöhretin gölgesinde kalmıştır. Bununla birlikte el-Hemziyye’nin, metin içerisinde tespit edebildiklerimizi belirttiğimiz üzere, çok sayıda şerh, tahmis, taştir ve bu eserler üzerine yapılmış haşiyeleri vardır.
Abdî mahlasını kullanan bir peygamber aşığı Türk Abdülbâkî b. Ahmed’in duygu ve umut ifadeleri ışığında, el-Hemziyye’nin daha fazla tanınırlığına bir katkıda bulunmak amacıyla hazırlanan elinizdeki bu çalışmada peygamber methiyeleri, bedîiyyât, mevlid ve tevessül şiirleri hakkında genel bir bilgi verilmiş, daha sonra da el-Hemziyye’nin Abdülbâkî b. Ahmed tarafından Türkçeye yapılmış ve iki nüshasından biri Süleymaniye Kütüphanesi Kılıç Ali Paşa 784, diğeri ise Hacı Mahmut Efendi 3527 numarada kayıtlı olan manzum çevirisi, her iki nüshanın arasında küçük farklılıklar olsa da, Kılıç Ali Paşa nüshası esas alınarak kasidenin Arapça metni ile birlikte okuyucuya sunulmuştur.