“Eli bitti bile!” diye haykırdı o sırada Gülten’in arkasında bulunan kızı. “Geçmiş olsun hanımlar, beyler.” “Bu söylediğinize “palindrom” derler. Bilir misiniz?” dedi Nuri Bey. “Antik Yunan’da geri geri koşan zat demekmiş.”
Hayat bazen hem çok kısa hem de çok uzun gelir insana. Bu durum belki de insanoğluna tanınan, bu bir tanecik hayatın nasıl yaşandığıyla ilgilidir. İster kısa ister uzun olsun hayatın döngüsü hep aynıdır. Hayatta mutluluk, neşe, sevgi olduğu kadar keder, üzüntü, nefret de vardır. Gülten Hanım da bu döngüy&uum
Tükendi
Gelince Haber Ver“Eli bitti bile!” diye haykırdı o sırada Gülten’in arkasında bulunan kızı. “Geçmiş olsun hanımlar, beyler.” “Bu söylediğinize “palindrom” derler. Bilir misiniz?” dedi Nuri Bey. “Antik Yunan’da geri geri koşan zat demekmiş.”
Hayat bazen hem çok kısa hem de çok uzun gelir insana. Bu durum belki de insanoğluna tanınan, bu bir tanecik hayatın nasıl yaşandığıyla ilgilidir. İster kısa ister uzun olsun hayatın döngüsü hep aynıdır. Hayatta mutluluk, neşe, sevgi olduğu kadar keder, üzüntü, nefret de vardır. Gülten Hanım da bu döngüyü yaşayanlardan biri. Hayatının yavaş yavaş sonbaharına gelen Gülten Hanım, yaşamın ona sunduğu ne varsa anlayışla, sabırla kabul etmiş; nice doğumlar, ölümler görmüş, yaşanan acıları metanetle atlatmış bir kadın. Ne istediğini bilen, yaşamaktan korkmayan, yılmayan bir kadın.
Ümit Yalçın Doğan, bir masal anlatıcısı üslubuyla kurguladığı Elibittibile romanında, Gülten Hanım ve ailesinin çok katmanlı hayatının içine adım adım dahil ediyor okuru. Biz de onlarla birlikte üzülüyor, endişeleniyor bazen de keyifleniyoruz. Kimi zaman da hayatın acı- tatlı sürprizleri karşısında şaşırıyoruz. Ailenin mübadele ile geldiği Ayvalık’taki hayatı İstanbul’a uzanıyor. Midilli’den İstanbul’a uzanan bu yolda zamanın, şehirlerin, insanların değişim ve dönüşümüne de şahit oluyoruz. Ve onlarla birlikte zamanın çarkları arasında duygusal bir yolculuğa çıkıyoruz.