“Ben kötü bir adamım fakat onlar hepsi de iyi insanlar mı? Ben biliyorum kötü olduğumu. Çocukken anam ‘Böyle yaramaz, böyle edepsiz çocuğu Allah dostların başına vermesin…’ derdi. Sonra mektebe gittim. Hocalara beğendiremedim kendimi. ‘Tembelin, salağın biri…’ dediler. Babamla çalıştım, ‘Adam olamazsın.’ dedi. Doğru söylemiş, adam olamadım. Kimseye beğendiremedim kendimi. Hırsız dediler, alçak, ırz düşmanı dediler. Ben bir şey demedim.”
Ne kendi yolunu çizebilmiş ne çizilen yolda yürüyebilmiştir Emin Efendi. Binlerden biridir o, yaptığından bir pişman y
Tükendi
Gelince Haber Ver“Ben kötü bir adamım fakat onlar hepsi de iyi insanlar mı? Ben biliyorum kötü olduğumu. Çocukken anam ‘Böyle yaramaz, böyle edepsiz çocuğu Allah dostların başına vermesin…’ derdi. Sonra mektebe gittim. Hocalara beğendiremedim kendimi. ‘Tembelin, salağın biri…’ dediler. Babamla çalıştım, ‘Adam olamazsın.’ dedi. Doğru söylemiş, adam olamadım. Kimseye beğendiremedim kendimi. Hırsız dediler, alçak, ırz düşmanı dediler. Ben bir şey demedim.”
Ne kendi yolunu çizebilmiş ne çizilen yolda yürüyebilmiştir Emin Efendi. Binlerden biridir o, yaptığından bir pişman yapamadıklarından bin pişman. İçinde fırtınalar kopar bazen ya, ağzından çıkan nefes her daim cılızdır.
Şairin, “Yapraklarım dökülüyor usul usul / Adım sonbahar” dediği gibi, baharı görmeden sona varanlardan, zamansız yapraklarını dökenlerdendir. Sözün özü, Emin Efendi bir garip âdemoğludur, siyahla beyazın ortasında…