Emperyalizm ve Dünya Ekonomisi: Nikolay Buharin’in bu eseri, emperyalizmin ekonomik ve politik yönlerini derinlemesine ele alarak, kapitalizmin en son evresine yönelik kapsamlı bir analiz sunuyor. Buharin, Marksist bakış açısıyla emperyalizmin, yalnızca ekonomik bir yapı değil, aynı zamanda küresel ilişkileri şekillendiren bir sistem olduğunu savunuyor. Lenin`in giriş yazısıyla desteklenen kitap, modern dünyadaki savaşlar, diplomasi ve ekonomik ilişkileri anlamak için güçlü bir perspektif sunar. Buharin, kapitalizmin evrimi ile emperyalizm arasındaki bağlantıya dikkat çeker ve sermaye birikiminin dünya ekonomisinde nasıl bir yayılma ala
Tükendi
Gelince Haber VerEmperyalizm ve Dünya Ekonomisi: Nikolay Buharin’in bu eseri, emperyalizmin ekonomik ve politik yönlerini derinlemesine ele alarak, kapitalizmin en son evresine yönelik kapsamlı bir analiz sunuyor. Buharin, Marksist bakış açısıyla emperyalizmin, yalnızca ekonomik bir yapı değil, aynı zamanda küresel ilişkileri şekillendiren bir sistem olduğunu savunuyor. Lenin`in giriş yazısıyla desteklenen kitap, modern dünyadaki savaşlar, diplomasi ve ekonomik ilişkileri anlamak için güçlü bir perspektif sunar. Buharin, kapitalizmin evrimi ile emperyalizm arasındaki bağlantıya dikkat çeker ve sermaye birikiminin dünya ekonomisinde nasıl bir yayılma alanı bulduğunu açıklar. Emperyalist güçlerin rekabeti ve ekonomik çıkar çatışmalarının, diplomatik ilişkileri ve savaşları nasıl şekillendirdiği eser boyunca vurgulanır. Yazar, bu güçlerin dünya kaynakları üzerindeki hakimiyet mücadelesinin, toplumsal sınıflar üzerindeki etkilerini de inceler. Kitap, emperyalizmin yalnızca bir dış politika meselesi değil, gelişmiş kapitalizmin doğrudan sonucu olduğunu gösterir. Buharin, sömürgecilik ve sermaye ihracının küresel ekonomiye etkilerini hem ekonomik hem de siyasi yönleriyle ele alarak okuru derin bir analiz sürecine davet eder.
Bu çalışma, günlük siyasi olayların ardındaki büyük yapıları göz ardı eden yüzeysel yorumları eleştirir ve savaşların nedenlerini doğru analiz etmek için ekonomik gerçeklere dayalı bir yaklaşım sunar. Aynı zamanda, Purişkeviç ve Milyukov gibi Rus burjuva figürlerinin eleştirisiyle, Marksizm’den sapmaların nasıl sınıfsal çıkarlarla örtüştüğünü açıklar. Buharin’in eseri, yalnızca ekonomik değil, diplomatik ve siyasi stratejilerin de sınıfsal bir temel üzerine inşa edildiğini ortaya koyar.