En Güzel Unutulan’da bir kez daha kanıtladığı gibi, Zorlu’nun kafası, kurgusu, dili düz işlemiyor… Olmadık yerlere sapıyor, tuhaf mekânlarda oyalanıyor, kadim mevzulara dalıyor. Kelimeleri uzatan lanet olasıca bir Teyze’nin gözünden ve “şiir” diye tutturan bir anlatıcının kaleminden memleketin çok yakın ve çok uzak “şey”lerine güle ağlaya göz atıyor.
“Kalp atışlarımı mı dinliyorsunuz Teyze?” – “Napayım ben senin kalbini beeeee! Kalbinde bir nebze olsun Allah korkusu var mı?! Onu işitmeye çalışıyorum.” Teyze’yi bıraktığı yerden tamamlıyorum bir kez daha. İşe yaramaz, zayıf karakterlilerin y&
Tükendi
Gelince Haber VerEn Güzel Unutulan’da bir kez daha kanıtladığı gibi, Zorlu’nun kafası, kurgusu, dili düz işlemiyor… Olmadık yerlere sapıyor, tuhaf mekânlarda oyalanıyor, kadim mevzulara dalıyor. Kelimeleri uzatan lanet olasıca bir Teyze’nin gözünden ve “şiir” diye tutturan bir anlatıcının kaleminden memleketin çok yakın ve çok uzak “şey”lerine güle ağlaya göz atıyor.
“Kalp atışlarımı mı dinliyorsunuz Teyze?” – “Napayım ben senin kalbini beeeee! Kalbinde bir nebze olsun Allah korkusu var mı?! Onu işitmeye çalışıyorum.” Teyze’yi bıraktığı yerden tamamlıyorum bir kez daha. İşe yaramaz, zayıf karakterlilerin yüreği, yağmur yemiş çatı gibi damla damla akar, diye yazıyorum, altına kova tutmazsan ilkin aklına tırmanır ve batırır.