Genel olarak Batı ve İslam İnsan Hakları perspektifinden insanın haysiyeti, onuru ve saygınlığından daha önemli ve daha temel bir konu yoktur. Buna göre, insan hakları konusunda karar verici konumda olan merkezlerden açıkça ve ciddiyetle şunu istemek gerekir: Eğer şimdiye kadar bu düşüncede olmamışlarsa, bundan sonra kesinlikle şu düşüncede olmalıdırlar: Bir an önce Doğulu ve Batılı ruh bilimcileri -profesyonel davranış bilimcileri değil-, hukukçuları, ahlak bilimcileri, dünyanın ilahi bir kitaba dayanan resmî dinlerinin otoriteleri, kültür bilimcileri ve diğerlerini kapsayan insan bilimcileri bir araya toplayıp, kendilerine yeterli fırsat ve mühleti verere
Tükendi
Gelince Haber VerGenel olarak Batı ve İslam İnsan Hakları perspektifinden insanın haysiyeti, onuru ve saygınlığından daha önemli ve daha temel bir konu yoktur. Buna göre, insan hakları konusunda karar verici konumda olan merkezlerden açıkça ve ciddiyetle şunu istemek gerekir: Eğer şimdiye kadar bu düşüncede olmamışlarsa, bundan sonra kesinlikle şu düşüncede olmalıdırlar: Bir an önce Doğulu ve Batılı ruh bilimcileri -profesyonel davranış bilimcileri değil-, hukukçuları, ahlak bilimcileri, dünyanın ilahi bir kitaba dayanan resmî dinlerinin otoriteleri, kültür bilimcileri ve diğerlerini kapsayan insan bilimcileri bir araya toplayıp, kendilerine yeterli fırsat ve mühleti vererek, insan haklarını hayat hakkı, saygınlık hakkı, öğretim ve eğitim hakkı, sorumlu özgürlük hakkı ve kanunlar ve kurallar karşısında eşitlik hakkı temellerine dayandırarak felsefeler, insani bilimler ve dinlerin asli kitaplarının ortak ilkeleri perspektifinden kapsamlı bir biçimde araştırıp incelemeleri ve genel bir insan hakları düzeninin bilinçli kabulü için yolu açmaları gerekmektedir.
Gerçek şu ki, eğer insanların özünlü haysiyet ve saygınlığı konusu ciddi biçimde ispat olmazsa, tarih boyunca savaşlar, cinayetler ve haksızlıkların başlıca etkeni olan “Ben amacım, başkaları araç” yıkıcı formülü, her zamanki işinden el çekecek değildir.